"bir arabanın içinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في سيارة
        
    • داخل سيارة
        
    • فى سيارة
        
    • فى سياره
        
    • في سياره
        
    • تحت سيارة
        
    • داخل سيّارة
        
    Onu, dışarıda koyu renkli bir arabanın içinde biriyle konuşurken gördüm. Open Subtitles رأيتها واقفة في الخارج تتحدث لشح ما في سيارة داكنة اللون
    Doktor, su kenarında yanmış bir arabanın içinde ceset bulduk. Open Subtitles ايتها الطبيبه,حصلنا على الجسم في سيارة محترقة في الواجهة البحرية
    Rüyalarda görebileceğin türde bir arabanın içinde. Open Subtitles في سيارة باهرة الجمال وخارج ذلك الحلم تماماً
    Kimse bütün gününü bir arabanın içinde telefonsuz geçiremez. Open Subtitles لا أحد يمضي اليوم بأكمله داخل سيارة بدون هاتف
    Konuşmamızın üzerinden çok geçmeden yanan bir arabanın içinde ölü bulundu. Open Subtitles فبعد مدة غير طويلة من لقائنا به وجد صريعاً داخل سيارة محروقة
    Annesi ve babasıyla soktuğum bir arabanın içinde! Open Subtitles برفقة أبيه وأمه فى سيارة لعينة
    Bayan Hess'den aldığım uzaktan kumandalı bir arabanın içinde. Open Subtitles وجدتها فى سياره لعبه أخذتها من السيده - هس
    Bunu zırhlı bir arabanın içinde, silahlı bir ekip ile yaparsanız, Open Subtitles افعلها في سياره مدرعه مع فريق بالسلاح
    Genç bir kızdı aslında ters dönmüş bir arabanın içinde sıkışmıştı. Open Subtitles كانت عالقة تحت سيارة مقلوبة
    Yani nasıl olabilir ki, yanan bir arabanın içinde kelepçeli? Open Subtitles أقصد، كيف يُمكن أن يكون حياً، مُقيّد اليدين داخل سيّارة مُشتعلة؟
    Elbette öyle. Peynir gibi kokan bir arabanın içinde seks yapıyor. Open Subtitles بالـاكيد مشهورة فقد جامَعت في سيارة مُتسخة برائحة الجُبن
    Park edilmiş, sıcak bir arabanın içinde 4 saattir oturuyorum, neden, çünkü bu belkide seni yakanlardan birinin kullandığı posta kutusu olabilir diye ? Open Subtitles أربع ساعات وأنا في سيارة حارة من أجل صندوق بريد قد يُستخدم من قبل أحد الأفراد الذين أحرقوك؟
    Şu anda da bu hastaneye gelen bir arabanın içinde. Open Subtitles و حالياً هو في سيارة متوجهة إلى هذا المستشفى
    Kiralık bir arabanın içinde beni oturtman yeterince kötü. Open Subtitles أليس من السيء بما فيه الكفاية جعلي أجلس في سيارة مستأجرة
    Kiralık bir arabanın içinde Wisconsin'de bir yerde. Open Subtitles انه في مكان ما في ولاية ويسكونسن في سيارة مستأجرة هيرتز ؟
    Bak, bir arabanın içinde tuzağa sürüklenirken bunu konuşmak hoşuma gitmiyor ama bana başka çare bırakmadın. Open Subtitles أنظري، أنا لا أحب أن أضطر للإنتظار حتى نكون عالقين في سيارة للتكلم حول هذا، لكنك لم تتركي لي الكثير من الخيارات.
    Bildiğin üzere siyah deriyle kaplı, güneşe bakan küçük bir arabanın içinde saatlerce mahsur kaldım. Open Subtitles كما تعلم, لقد كنت محبوس داخل سيارة صغيرة مع جلد اسود منشور فى اشعة الشمس الحارقة لساعات
    Sam paramparça bir arabanın içinde İstanbul'daki Amerikan Büyükelçiliği'ndeyiz. Open Subtitles (سام)، نحن في ساحة السفارة الأمريكية بـ(إسطنبول)... داخل سيارة مهشّمة.
    Park yerindeki bir arabanın içinde oturuyor. Open Subtitles إنه يجلس فى سيارة بموقف السيارات
    Oyuncak bir arabanın içinde bilgisayar çipi bulduğunu söylüyor. Open Subtitles قال أنه وجد شريحة كمبيوتر فى سياره لعبه
    Genç bir kızdı aslında ters dönmüş bir arabanın içinde sıkışmıştı. Open Subtitles كانت عالقة تحت سيارة مقلوبة
    Camları kaplı bir arabanın içinde olmasaydık bile Samaritan'ın duyacağı şey iki profesörün bir öğrenci hakkında konuşması olurdu. Open Subtitles حتى لو لمْ أكن داخل سيّارة والنوافذ مُغلقة، فكلّ ما كان (السامري) ليسمعه الآن مُجرّد أستاذين يُناقشان طالبة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more