İşte tam da burada ölümcül bir hata yaptım, bir arkadaşıma sesten bahsettim ve dehşete düştü. | TED | ولكن حينذاك قمت بخطأ فادح، قمت بإخبار صديقة لي عن الصوت، فأصابها الهلع. |
AlDS'ten ölen bir arkadaşıma yardım etmişti. | Open Subtitles | لقد ساعدت صديقة لي ماتت من مرض الايدز الآنسة بورما |
Bölümü, okuması ve bana ne düşündüğünü söylemesi için bilim insanı olmayan bir arkadaşıma verdim, bölümü alıp gitti. | TED | وأعطيت الفصل لصديق لي ليس عالماً، حتى يقرأه ويخبرني برأيه، وقد أخذ الفصل. |
Sonra bu transkriptleri alacağım. New York Times'taki bir arkadaşıma götüreceğim. | Open Subtitles | ثم سآخذ التقارير وسأرسلها لصديق لي في نيويورك تايمز |
Bunu alıp, laboratuardaki bir arkadaşıma vereceğim. | Open Subtitles | ساخذ هذا وساعطيها لصديق في المختبر |
Yayıncı bir arkadaşıma gönderdim, göreceğiz. | Open Subtitles | فى الحقيقة بعثته الى صديق وهو يعمل بالنشر ,لذا سنرى |
Adam bir arkadaşıma, bir de paraya baktı. | Open Subtitles | فنظر الفتى إلى صديقي .. ثم إلى ورقة ال 100 دولار .. |
Geneleve gittim, ilk içkimi içtim bir arkadaşıma veda edip, bir başkasını toprağa verdim. | Open Subtitles | قد ذهبت إلى بيت دعارة قد تناولت شرابي الأول ودّعتُ صديقاً لي, ودفنت آخر |
Hayır - aslında sadece bir arkadaşıma bakıyordum. | Open Subtitles | لا، في الحقيقة أنا فقط أبحث عن صديق |
- bir arkadaşıma. - Arayalım onu bakalım. | Open Subtitles | عند صديقة - دعينا نتحدث معها هاتفياً - |
Virginia`da ki bir arkadaşıma çiçek ve mesaj yollamak istiyorum. | Open Subtitles | هَل أستَطِيِعُ مُسَاعَدَتُكُ؟ أنا أوَدُّ أَنْ أُرسلَ بَعْض الزهورِ ومُلاحظة إلى صديق في فرجينيا. |
Newman bir ağaçta kürk bulduğunu duydum ve o kürk bir arkadaşıma ait ben de ona geri vermek istiyorum. | Open Subtitles | علمت أنك وجدت معطفاً من الفراء فوق شجرة وأعتقد أنه يعود إلى أحد أصدقائي وأريد ارجاعه إليه. |
Asıl heyecanlı olan şey 1976'daydı Birdenbire insan gücüyle çalışan uçaklarla ilgilenmeye başladım, çünkü bir arkadaşıma $100,000 dolar borçlanmıştım. Bankadan borç aldım. | TED | وكان الحدث المثير في سنة 1976 ، عندما أصبحت فجأة مهتما بالطيران بواسطة القوى البشرية لأنني أقرضت صديق لي مبلغ 100,000 دولارا أقصد أنني كنت الضامن له لدى البنك. |
Uzun zamandan sonra ilk defa bu gece çıktım, ve bir arkadaşıma beni giydirmesine izin verdim. | Open Subtitles | انا ذهبت للخارج الليلة لإول مرة منذ زمن طويل وجعلت صديقة لي تقوم بتلبيسي |
Önceki gece çok üzgün görünüyordu, ben de onu bir arkadaşıma gönderdim. | Open Subtitles | تلك الليلة، بدا محبطًا لذا أرسلته إلى صديقة لي |
Erken kalkıp, bir arkadaşıma kahve götürmem gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا، عليّ المغادرة ينبغي الإستيقاظ باكرا وأخذ قهوة لصديق لي |
Bu sabah 100 tanesini 30 dolardan bir arkadaşıma sattım. | Open Subtitles | لقد بعت مائة لصديق لي 30دولار للقطعة |
Hem o, hem de Baltimore Polisi'nden bir arkadaşıma faks çektim. | Open Subtitles | ثم أرسلت نسخه لصديق في قسم شرطة "بالتيمور" |
İlaçları bir arkadaşıma göndereceğim. Üniversite hastanesinde çalışıyor. | Open Subtitles | سارسل الحبوب الى صديق لى يعمل فى مستشفى الجامعة |
Üç yıl önce başka bir düğünde çaresiz bir anda bir arkadaşıma sarıldım. | Open Subtitles | وبعد 3 سنوات، خلال حفل زفاف آخر لجأت إلى صديقي لمواساتي |