Bu yeleği bir arkadaştan ödünç aldım, bu ona ait. | Open Subtitles | انا استلفت هذا القميص من صديق وتلك الاشياء تخصه هو |
Evet, ajansınızın numarasını bir arkadaştan edindim. Sanırım birisi beni öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | مرحباً، حصلت على رقم وكالتكم من صديق أظن أن احدهم يحاول قتلي |
Dün seni bunun için aradım. Bunlar olurken bir arkadaştan duydum... | Open Subtitles | لهذا اتصلت بك اليوم الماضي لقد سمعت عن الأمر من صديق وكل هذا كان يحدث |
Tiyatro yönetmeni olan bir arkadaştan öğrenmiştim. | Open Subtitles | لقد تعلمتها من صديقة لي تعمل مخرجة مسرحية، |
Aniden kayboldu ve ben onu bir arkadaştan öte seviyordum. | Open Subtitles | فجأة اختفت وأنا أحببتها أكثر من مجرد صديقة |
Seni bir arkadaştan daha çok... genç bir kadın gibi yetiştirmeliydim. | Open Subtitles | كان علي أن أربيكِ أكثر كامرأة شابة وليس كرفيقتي |
Suudi istihbaratındaki bir arkadaştan. | Open Subtitles | صديق في الاستخبارات السعودية. |
Birkaç hafta önce bir arkadaştan bunun aynısını ödünç aldım. | Open Subtitles | لقد استعرت مثله من صديقي منذ عدة أسابيع ولعبت به بشكل رائع |
Ama bir arkadaştan tavsiye. | Open Subtitles | أنا آسف بخصوص والدك ولكن خذ هذه النصيحة من صديق لك |
bunu dene. bir arkadaştan hediye. | Open Subtitles | جرّب هذا شرابٌ نادرٌ جدّاً، هديّةٌ من صديق |
- Aslında isminizi SAS'taki ortak bir arkadaştan aldık. | Open Subtitles | حصلنا على إسمك من صديق مشترك بالقوات الخاصه |
Sanırım bütün haberlerde yer alacak. bir arkadaştan duymanız daha iyi olur, diye düşündüm. | Open Subtitles | وسيكون في الأخبار لاحقاً، خلت أنه من الأفضل أن تسمعي هذا من صديق. |
Yeterince yakın olabilirsiniz, bir sorgulamayı güvenilen bir arkadaştan gelen masum sorularmış gibi hissettirebilirsiniz. | Open Subtitles | , اذا كنت قريب بمآفيه الكفآيه يمكنك استجوآبه بسـؤآله لا شئ اكثر سؤآل برئ من صديق موثوق به |
MICHAEL TAIT: arkamdaki monitörlere bakarsanız çok iyi bir arkadaştan gelen çok özel bir mesaj avar. | Open Subtitles | إن تفقدتم الشاشات خلفي لدينا رسالة مميزة من صديق جيد |
Eski bir arkadaştan para istememi istiyorsan, yaparım. | Open Subtitles | تريدني أن أقوم بالتخلص من صديق قديم، سوف أفعل ذلك |
bir arkadaştan kendisinin dahi olmayan bir çocuk için 18 yıllık taahhüt isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يُمكنك أنْ تتوقعي من صديقة الالتزام لمدة 18 عاماً تجاه ابن هو ليس لها حتى. |
Seni bir arkadaştan fazlası olarak hiç hayal etmemiştim. | Open Subtitles | ...لم يخطر ببالي أنك تعتبرني أكثر أكثر من صديقة... |
bir arkadaştan dosyana bakmasını istedim. | Open Subtitles | طلبت من صديقة أن تتحق من ملفك. |
O bir arkadaştan öte, Giancarlo. Benim için bir kardeş gibi. | Open Subtitles | إنها أكثر من مجرد صديقة إنها بمثابة الأخت لي |
bir arkadaştan bir sevgiliden hatta bir eşten bile. | Open Subtitles | أكثر من مجرد صديقة عشيقة، بل حتَّى زوجة |
Seni bir arkadaştan daha çok... genç bir kadın gibi yetiştirmeliydim. | Open Subtitles | كان علي أن أربيكِ أكثر كامرأة شابة وليس كرفيقتي |
Suudi istihbaratından bir arkadaştan. | Open Subtitles | صديق في الاستخبارات السعودية. |
Pekala, iris tanıma zımbırtısını getirdim. bir arkadaştan... | Open Subtitles | حسناً, لقد حملت برنامج قزحيت العين للتمييز لقد حصلت عليه من صديقي |
- Söz mü? Elbette, ünlü bir arkadaştan olmamızı istersin yoksa? | Open Subtitles | - بالطبع ، سنفتقد صديقتنا المشهورة - |