Eski duvarların bir bölümü çöktü, ama ölüm döşeğinde bile aşılmaları zordu. | TED | فانهار جزء من الأسوار القديمة ورغم سقوطها فقد أثبتت الأسوار جسارة كبيرة. |
Ama öyle değil... Öyle olmayışının bir bölümü bilgi eksikliğinden kaynaklı. | TED | جزء من المشكله، بالطبع، هو نقص المعلومات. |
Şimdi, bu sebeplerden bir bölümü nükleer caydırıcı silahlara büyük bir miktarda yatırım yapmamız oldu. | TED | جزء من السبب وراء ذلك هو إستثمارنا لمبالغ ضخمة من أجل الردع النووي |
Evet, 'Uzay Yolu'nun bir bölümü vardı. | TED | حسنا, يوجد هنا حلقة من مسلسل ستار تريك. |
Kükremesinin bir bölümü o kadar düşük frekanslıdır ki insan kulağı duyamaz. | Open Subtitles | تبعث جزءا من زئيرها على تردد منخفض لا تستطيع الاذن البشرية سماعه |
Sanırım itiraf etmeliyim. Babanıza ve size hayatımın anlatmadığım bir bölümü var. | Open Subtitles | يجب ان اعترف هناك فصل في حياتي |
Evet, kimse kitabından bir bölümü ezberden de anlatamaz. | Open Subtitles | حسنٌ، لا أحد يستطيع حفظ فصل كامل من كتابه عن ظهر قلب |
Yedi yıl önce, ...CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım. | Open Subtitles | منذ سبع سنوات تم تجنيدى بواسطة فرع خفى للمخابرات الأمريكيه يدعى إس دي |
Sadece milyonda 10 kadar bir bölümü 2.7 derece. | TED | هي 2.7 درجة من أصل 10 أجزاء من المليون. |
Ama hâlâ, çift sayıların, bütün sayıların sadece bir bölümü olması gerçeğinden ötürü çektiğimiz sıkıntı, bizi endişelendiriyor. | TED | ولكن الأمر المزعج هو أن الأعداد الزوجية ما هي إلا جزء من مجموعة الأعداد الصحيحة |
Bu enerjinin bir bölümü Dünya yüzeyine geri dönerek ısınmaya yol açar. | TED | ثم يعود جزء من تلك الطاقة إلى سطح الأرض، ما يتسبب بارتفاع درجة الحرارة. |
İtalyan şair, insanların sonsuza kadar kaşınacakları çukurlarda cezalandırıldıkları cehennemin bir bölümü hakkında yazmıştı. | TED | كتب هذا الشاعر الإيطالي عن جزء من الجحيم يعاقَب الناس فيه بأن يُتركوا في حُفر خالدين في حكة أبدية. |
Katkınız her ne olacaksa, bilin ki %1'in bir bölümü yeterli değil. | TED | مهما يكون، جزء من واحد في المئة ليست كافي. |
Şiirin bir bölümü paylaştığımız alan ve zamanda geçiyor. | TED | جزء من القصيده قيل في الوقت والمساحه الذين تقاسمناهما |
Tüm bu olanlar Pee-Wee's Playhouse'un bir bölümü gibi. | Open Subtitles | كل ما يدور هنا يشبه حلقة من من مسلسل أطفال ساخر. |
Hayır, "Hamile Olduğumu Bilmiyorum'dan" bir bölümü izledin. | Open Subtitles | كلاّ، لقد كنت تشاهدين حلقة من مسلسل لم أكن أعلم أني حامل. |
Aslında, kanıt kesyapın bir bölümü, bu yüzden ben de ellemeden bıraktım öylece. | Open Subtitles | في الواقع، فإن الأدلة جزءا من القصاصات، حتى يمكنني ترك جميع الأدلة هنا |
Tekrar yazma nedeninin Peyton olduğunu biliyorum... ve o kitabın bir bölümü olmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أعلم أن (بيتون) هي السبب أنكتكتبمجدداً، وأرفض أن أكون فصل في ذلك الكتاب |
Bu bir bölümü kağıt peçeteye yazmak gibi dostum. | Open Subtitles | فهذا أشبه بإضاعة فصل كامل من الكتاب |
Adım Sydney Bristow. Yedi yıl önce, CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım. | Open Subtitles | منذ سبع سنوات تم تجنيدى بواسطة فرع خفى للمخابرات الأمريكيه يدعى إس دي |
Sarktıkça sarkıyordu. Ve sonra yüzüne baktım ve yüzünün bir bölümü yerinde yoktu. | Open Subtitles | وبعد ذلك نظرت إلى وجهه لقد فقد أجزاء من وجهه |
Yeterli zamanımız var. Gece, sabahın bir bölümü ve birazda akşamüstümüz var. | Open Subtitles | لدينا متسع من الوقت، أمامنا الليل، وجزءً من الصباح، |
Yedi yıl önce, CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım. | Open Subtitles | منذ سبع سنوات,جندت من قبل فرع فى *المخابرات المركزية الامريكية يدعى*اس دى-6 |
...fakat sadece bir bölümü toplum tarafından onaylanmaktadır. | Open Subtitles | سوى جزء صغير منه يعاقب من قبل المجتمع |
Ve şimdi... Point Place'in başka bir bölümü. | Open Subtitles | " و الان حلقة أخرى من مسلسل "بوينت بليس. |
Atlantik'in bir bölümü her zaman bilinmeyen olaylara ev sahipliği yapmıştır. | Open Subtitles | ذلك جزء الأطلسي دائما يكون السبب في بعض الظواهر الغريبة |