"bir başkası için" - Translation from Turkish to Arabic

• لشخص آخر
• أجل شخص آخر
• منح بعض
• من أجل شخص أخر
• أجل أحدٍ

Böylece raflarda duruyor bizim için eskimiş, ama bir başkası için anında değeri olan bir şey.
لذا فهو هناك علي رفوفنا متقادم بالنسبة لنا ، ولكن ذو قيمة كامنة فورية لشخص آخر.

Ve bu yüzden biz de bir başkası için yapabileceğimizi düşündük.
ولذا اعتقدنا أنه يمكننا عمل ذلك لشخص آخر

Belki de bir başkası için bir şeyler hissederken, neden bir erkeğin yüzüğünü taktığını bularak başlayabilirsin.
ربما يمكنكِ البدء باكتشاف سبب ارتداءك لخاتم شخص ما وأنتٍ لا زلت تملكين شعور لشخص آخر

Ama çok daha azı bir başkası için hayatını feda edebilir.
لكن أقلّ من ذلك من يضحوا بحياتهم من أجل شخص آخر.

Paramı bir başkası için harcamak zorundayım.
# هدية العطاء # ربحت إمكانية منح بعض المال

Sanki Rollins'in kendisi ve bir başkası için kaçış planı varmış.
يبدو و كأن رولينز كان لديه خطة خروج موضوعة من أجله و من أجل شخص أخر.

Ben kimsem oyum ve değişmeyeceğim ne senin için, ne kardeşim ne de bir başkası için.
أنا من أنا ولن أتغير ،ليس من أجلكِ، وليس من أجل أخي .وليس من أجل أحدٍ

bir başkası için çalışmanın bir çeşit kölelik olduğuna dair hiçbir fikriniz yok.
لاتعرف معنى أن تعمل لشخص آخر كألعبد

Çeker giderim. Buraya bir başkası için gelmedim.
إذن أنا هالكه لست هنا لشخص آخر

Evet, zaten bir başkası için birşeyler hissettiği duygusuna kapıldım.
نعم ، شعرت بذلك كان لديه شعور لشخص آخر

Ve oyumu bir başkası için kullanmayı dört gözle bekliyorum.
و أنا أتطلع إلى منح صوتي لشخص آخر

bir başkası için senden kendi elini zayıflatmanı istedim.
إنني أطلب منك أن تضعف نفسك لشخص آخر

Fakat bu delikanlı özürlerini bir başkası için saklıyor gibi.
يبدوا أنه يحتفظ بآسفه لشخص آخر.

O kadar uzun zamandır bir başkası için yaşadım ki,
لقد عـُـشت لشخص آخر لفترة طويلة جداً

Fakat bir başkası için ikinci bir şansı yakalayacağı aklına bile gelmeyen biri için hayatının en güzel günü.
لكن لشخص آخر... شخص لم يعتقد أن تتاح له الفرصة هو أفضل يوم

Sakin ol bakalım. Onlar bir başkası için.
أرح بالك ، إنها لشخص آخر

Benim kendime göre fikirlerim var ve bir başkası için bunları değiştirecek hâlim yok.
لدي أفكاري الخاصة ولا ارغب في تغييرها من أجل شخص آخر

Kendiniz için değilse bile bir başkası için?
إن لم يكن لأجلك فمن أجل شخص آخر

Sırada ne var? Paramı bir başkası için harcamak zorundayım.
ربحت أمكانيه منح بعض المال

Serena, bunu bir başkası için yapıyorum.
سيرينا ) , علي أن أفعل هذا من أجل شخص أخر , حسنا ؟ )