"bir bahaneydi" - Translation from Turkish to Arabic

    • كان عذراً
        
    • مجرد عذر
        
    Sörf fuarı, gelip seni bulmak için iyi bir bahaneydi. Open Subtitles معرض ركوب الامواج كان عذراً جيداً لكي اتي واجدكِ
    Evdeydim ve çocuk bezi gerekiyordu... gider alırım dedim ama aslında bir bahaneydi. Open Subtitles كنتُ في المنزل واحتجنا إلى حفائظ وحينها قلت أنني سأذهب لكنه كان عذراً فقط
    Esas ihtiyacım olan konuşabilmek için bir bahaneydi. Open Subtitles لكن ما أحتجته حقاً كان عذراً لنتكلم
    Belki de internetle yetişip her oyun parmaklarının ucunda olan nesilden kaçınmak için bir bahaneydi? Open Subtitles أو أنها مجرد عذر لتفادي جيل من اللاعبين, كبروا مع الإنترنت و صارت كل لعبة بمتناول أيدهم؟
    Bay Mehra'nın onunla yemeğe çıkması sadece bir bahaneydi. Open Subtitles السيد ميهرا هو ساخن تناول الغداء معها، وقالت انها مجرد عذر آه.
    Uyduruk bir bahaneydi. Open Subtitles إبتعد عني ذلك كان عذراً مزيفاً
    Oscar'ın talihsizliği, "yanlış ikizi aldınız" popüler bir bahaneydi. Open Subtitles لسوء حظ (أوسكار), جملة "أمسكت بالتوأم الخطأ", كان عذراً شائعاً لقد أمسكت بالتوأم الخطأ
    İtiraf etmeliyim. Seninle tanışmak için o bir bahaneydi. Open Subtitles على أن أعترف لقد كان مجرد عذر لمقابلتك
    Bunu söyledim ama bu sadece bir bahaneydi. Open Subtitles قلت هذا لكنه كان مجرد عذر
    Bu, kalmak için bir bahaneydi. Open Subtitles كان هذا مجرد عذر للبقاء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more