Sen de değerli boş vaktini yaşlı bir bayanla konuşarak geçiriyorsun. | Open Subtitles | إذا.. بوقتك الثمين الفارغ أنت تتكلم مع سيدة كبيرة في السن |
Hep, zeki bir bayanla anlaşmak daha kolaydır diye düşünmüşümdür. | Open Subtitles | لطالما اعتقدت انة من السهل عقد اتفاق مع سيدة ذات دهاء |
Çünkü bir erkek bira içerken kız arkadaşını gizemli bir bayanla aldatsa mı aldatmasa mı diye düşünür. | Open Subtitles | لأنه بعد البيرة بإمكانه ان يأخذ بالإعتبار.. ..ان يخون صديقته مع سيدة غامضة |
Senin bir bayanla olan resmini koyacaklar. | Open Subtitles | لقد نشروا صورة لك تمشى فيها مع امرأة فى المدينة |
Görünüşe bakılırsa, kardeşi olduğunu söyleyen bir bayanla geziyorlar. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه يسافر مع امرأة تدعي أنها شقيقته |
Demin afet gibi bir bayanla görüştürülerek sanırım dolandırıldım! | Open Subtitles | حسنا، لقد تم الإحتيال عليّ تواً لأجل لقاء مع إمرأة فاتنة جداً |
Evlatlık ajansından çok nazik bir bayanla konuştum. | Open Subtitles | تكلمت مع إمرأة لطيفة جداً من وكالة التبني |
Belki hergün dua edersen, Yüce İsa cennetten gelip... 90 kiloyu alır ve sana hoş bir bayanla, yeni bir araba getirir. | Open Subtitles | ربما إن دعوت يومياً، فسينزل المسيح من الجنة و يسحب من وزن 200 رطل ويحضر إليك امرأة محترمة و سيارة جديدة |
bir bayanla birlikteyseniz iyi ama ormanda hiç çekilmiyor. Sağ ol. | Open Subtitles | هذا رائع لو انك مع سيدة لن يكون ذلك طيبا لو انكم كنتم فى الغابة |
Böyle güzel bir bayanla yemeğe asla hayır demem. | Open Subtitles | اوه, لم أرفض دعوة إلى عشاءٍ مع سيدة جميلة مثل هذه قط |
Bu bir bayanla nasıl konuşacağını öğretir. | Open Subtitles | ولا تأتا إلى هنا حتى تتعلم كيف تتحدث مع سيدة |
Eğer benim sevgilim olsaydınız sizin gibi güzel bir bayanla tartışmazdım. | Open Subtitles | أتعلمين , لو كنتِ رفيقتي , لما لما تشاجرت , مع سيدة جميلة مثلكِ |
Evlatlık vermek için bir bayanla konuşuyordum ama o insanlarla bir türlü rahat hissedemedim. | Open Subtitles | أنا تكلمت مع سيدة للتبني لكني لا أشعر بالراحة مع أولئك الأشخاص |
Güzel bir bayanla hızlı bir içecek için herkezin vakti vardır. | Open Subtitles | لا أستطيع رفض الحصول على مشروب مع سيدة جميلة؟ |
Ancak otobüste ilginç bir bayanla tanıştım. | Open Subtitles | لكن التقيت مع سيدة على متن الحافلة مع قضية مثيرة للاهتمام |
Koltukta oturup bir bayanla televizyon seyretmek. | Open Subtitles | الجلوس على أريكة و مشاهدة التلفاز مع امرأة |
Fakat aynı zamanda da bana, güzel bir bayanla randevum varken ölmüş karım hakkında konuşmamamı tavsiye ederdi. | Open Subtitles | ولكنها كانت أيضاً ستنصحني ألا أتحدث عن زوجتي المتوفية وأنا في موعد مع امرأة جميلة |
Olağanüstü genç bir bayanla çalışıyorum. | Open Subtitles | مرحباً, إذاً, ما أفعله هو العمل مع امرأة صغيرة استثنائية |
Güzel bir bayanla ciddice konuşamam. | Open Subtitles | لا يمكنني الحديث بجدية مع امرأة جميلة. |
Daha bir kaç saat önce yanında kurbanımızın tanımına uyan bir bayanla gelmiş. | Open Subtitles | قام بالتسجيل منذ ساعات قليلة، مع إمرأة تطابق الاوصاف الموجودة لضحيتنا الأنثى |
Sanırım geçen sefer başka bir bayanla gelmiştiniz. | Open Subtitles | أعتقد بأنك جئت مع إمرأة أخرى المرة الماضية |
Belki hergün dua edersen, Yüce İsa cennetten gelip... 90 kiloyu alır ve sana hoş bir bayanla, yeni bir araba getirir. | Open Subtitles | ربما إن دعوت يومياً، فسينزل المسيح من الجنة و يسحب من وزن 200 رطل ويحضر إليك امرأة محترمة و سيارة جديدة |