| Latince yazılı çünkü bu Orta Çağ döneminden bir belge. | Open Subtitles | كتب باللغة اللاتينية لأن هذه وثيقة تعود إلى العصور الوسطى |
| Bir mezar yeri için ödeme yaptığını gösteren resmi bir belge var. | Open Subtitles | أوه، هذه وثيقة رسمية نوعا ما تقول أنها دفعت مقدم لمكان دفن |
| Ayrıca sadece tek bir belge gördüm. Buzdağının görünen yüzü olabilir bu. | Open Subtitles | أضف أني رأيت وثيقة واحدة يمكن أن تكون فحسب غيضا من فيض |
| Soldaki Nancy ve bir belge üzerinde çalışıyor John da sağda | TED | نانسي على اليسار وهي تعمل على مستند ما، وجون على اليمين |
| Ona baskı yapmak için masaya bir belge yığını koy. | Open Subtitles | تم وضع كومة من الوثائق على الطاولة للضغط عليه |
| Bir kural gereği müşteriler tarafından verilen, ne çeşit bir belge olursa olsun belgeleri açamıyor ve inceleyemiyoruz. | Open Subtitles | إنه أمر لايمكننا فتح مستندات عملائنا ورؤيتها |
| Öyle bir belge yok. | Open Subtitles | سنتعهد بعدم وجود مثل هذه الوثيقة |
| İran ve o bölge için çok fazla şey ifade eden bir belge. | TED | إنها وثيقة يمكنها أن تعني الكثير من الأشياء، لإيران والمنطقة. |
| Bu 1999 yılında bir yerlerden ele geçirilmiş bir belge. | TED | و الآن هذه وثيقة تم تهريبها من مكان ما سنه 1999. |
| Ayrıca, bizimle eşsiz bir belge de paylaştı, ve bu onun retinalarını DC'den Philadelphia'ya götüren sevkiyat etiketiydi. | TED | شاركت أيضا معنا وثيقة فريدة من نوعها، وكانت بطاقة شحن والتي أرسلت شبكيته من العاصمة إلى فيلادلفيا |
| Çok ilginç bir belge, hele ki anlamını bilseniz. | Open Subtitles | وثيقة مثيرة للإنتباه، إذا عرفت كيف تقرأها. |
| Açıkçası yapabilir. Bu tümüyle yasal bir belge. | Open Subtitles | . من الواضح أن بإمكانه ذلك . هذه وثيقة قانونية |
| 50 yıllık kamu hizmeti görevim boyunca bu kadar büyük çapta ayıp, yalan ve saptırmalarla dolu bir belge görmemiştim ve bugüne kadar bu gezegende herhangi bir hükumetin bunları ifade edebileceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | , طوال سنوات خدمتى الـ50 لم أرى أبداً وثيقة ممتلئة بالتحريف والبطلان وسوء السمعة |
| Yemek karnesinin alındığına dair bir belge ve böylece işimiz tamamlanıyor. | Open Subtitles | هنا مستند صرف لكوبونات الحصة، وكلنا نوقـع عليـه |
| O yüzden bir belge sunması gerekecek. | Open Subtitles | لهذا بالتحديد سيكون مطلوبا منها أن تأتي بدليل مستند |
| Bayan Logan arşivden, oldukça hassas bilgi tutanaklarının bulunduğu bir belge aldı. | Open Subtitles | لقد استولت السيدة لوجان على مستند من الأرشيف يحتوى على بروتوكولات استخباراتية عالية الحساسية هذا ليس ما قالته |
| Müvekkilinle de. Başka bir belge daha yayınlarsa... | Open Subtitles | وكذلك مع عميلتك لو نشرت مزيدا من الوثائق |
| İçlerinden bir belge, ortak çalıştığımız bir işe dair bilgi içeriyor. | Open Subtitles | عدد من الوثائق تحتوي على تفاصيل حول علاقة عملنا |
| Burada bir belge hazinesi buldular: 700 yabancı mücahitin biyografik taslakları. | TED | وجدوا كنزا من الوثائق: 700 من نسخ لسير ذاتية لمقاتلين أجانب . |
| Bu kanuni bir belge değil ki. | Open Subtitles | إنها ليست مستندات قانونيه |
| Bu kanuni bir belge değil ki. | Open Subtitles | إنها ليست مستندات قانونيه |
| Michael'la bana bir şey olursa diye kızların velayetini senin üstleneceğine dair bir belge. | Open Subtitles | هذه الوثيقة تقول فقط بأنكِ ستكونين ولي أمر الفتيات إذا حدث شيء ما لكِلينا (مايكل) وأنا. |