Rocapulco için neden sadece tek bir bilet var? | Open Subtitles | كيف حدث انه لا يوجد سوى تذكرة واحدة الى روكابولكو؟ |
- Paris'e bir bilet lütfen. - Çıkış vizesi. | Open Subtitles | ـ رجاءً تذكرة واحدة إلى باريس ـ هل معك تأشيرة خروج؟ |
— Hayır. Küçük kardeşim için bir bilet lazım. | Open Subtitles | ــ أريد تذكرة واحدة لأخي الصغير ــ أهذا أخوك الصغير؟ |
Bakın, sadece sonraki otobüs için bir bilet alabilir miyim, Iütfen? | Open Subtitles | هل يمكننى الحصول على تذكرة الحافلة القادمة , لو سمحتى ؟ |
Hemen! İkinci şeyse: Güney Amerika'ya tek seferlik bir bilet alacaksın. | Open Subtitles | الشيء الثاني تقوم بشراء تذكرة سفر إلى أمريكا الجنوبية |
Cumartesi akşamı saat 10 için ona bir bilet ayırmıştım. | Open Subtitles | لقد حجزت لها تذكرة في يوم السبت مساء الساعة العاشرة |
Hey, bir bilet al. Kazanırsan komisyon alırız. Sen şanslı birisin. | Open Subtitles | اشترِ تذكرة من هنا، وإن ربحتَ، ننال عمولة، إنّك فأل خير |
Başkasına devredilemez bir bilet alırsın ve bir konuk getirebilirsin, hepsi bu. | Open Subtitles | تحصل على تذكرة واحدة غيرِ قابلة للتحويل، ويمكنك إحضار ضيف واحد |
Kuzey Kutbuna bir bilet, lütfen. Süpürge dolabı sınıfı olsun. | Open Subtitles | تذكرة واحدة إلي القطب الشمالي من فضلك في درجة غرفة حفظ المكانس |
Sadece 50 papelim var. Bununla bir bilet alınacağını bile sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا معي 50 دولاراً فقط لا أظن أنها ستكفي لشراء تذكرة واحدة حتى |
Çok heyecanlıyım ama bana bir bilet lazım. | Open Subtitles | إنني متحمسة جداً و لكن سوف آخذ تذكرة واحدة فقط |
Birkaç gün önce Yasmin Bahir'e ayırtılmış bir bilet var. | Open Subtitles | كان هناك تذكرة واحدة الذي صدر قبل أيام قليلة قبل لياسمين البشير. |
Grand Central'a bir bilet Iütfen. | Open Subtitles | تذكرة واحدة إلى المركز الرئيسي، من فضلك |
Ground Central bir bilet lütfen. | Open Subtitles | تذكرة واحدة إلى المركز الرئيسى من فضلك |
Vee... Tek gidislik bir bilet alirsin.. Cennetteki babamizi gormeye... | Open Subtitles | و ستحصل على تذكرة ناحية واحدة كي ترى أبتنا المعظم |
Bu konsere gitmek için ölebilir... onun için bir bilet bulabilir miyiz? | Open Subtitles | لذا نستطيع الحصول على تذكرة إضافيّة لها ؟ |
O zaman üçüncü bir bilet alırız, satıIdığını sanmıyorum. | Open Subtitles | . نحن سنحصل على تذكرة ثالثة . أشك فى انى سأجدها تباع |
Japonya'ya bir bilet almak için hiç param yok. | Open Subtitles | لا املك أي أموال لدفع ثمن تذكرة سفر الى اليابان. |
Size gişeden bir bilet vermelerini söylerim. Ben düzenleme komitesindeyim. | Open Subtitles | سأخبرهم بأن يتركوا لكَ تذكرة في شبّـاك التذاكر، إنّني في اللجنة |
Lütfen , Ben - ve size hatırlatırım ki... Üçüncü sınıf bir bilet aldınız ve burada bulunmanıza daha fazla izniniz yok. | Open Subtitles | وأيضا لتذكيرك أنك تحمل تذكرة من الدرجة الثالثة وجودك هنا لم يعد مناسباً |
Seni yarın L.A.'e uçuracak bir bilet bekliyor. | Open Subtitles | هناك تذكرة في انتظارك للسفر الى لوس انجليس غدا. |
O ilkbahar, babam bana başka bir bilet yolladığında, ...oraya gitmek yerine, belki tekrar New York'a gidebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | عندما ارسل ابي لي تذكرة اخرى في ذالك الربيع فكرت انه بامكاني ان اذهب لنيو يورك عوضا عن ذالك |
Sizin adınıza bir bilet yokmuş. | Open Subtitles | لم يظهرون ايّ حجز لك على الإطلاق. |
Belki bir uçak, belki bir bilet bulabiliriz diye umut etmiştik. | Open Subtitles | آملاً في الحصول على تذكره لركوب الطائرة ربما كان بمقدورنا شرائها بأى طريقة |
Şimdi eğer Mozart'ı dinlemek veya izlemek istiyorsanız, oldukça pahalı bir bilet satın almak ve bir orkestra bulmak zorunda değilsiniz. | TED | و الآن إذا أردت المشاهدة أو الاستماع إلى موسيقى موزارت، ليس عليك شراء تذكرة غالية والبحث عن أوركسترا. |
Karım için Michigan'a bir bilet al. | Open Subtitles | أريد منك أن تشتري لزوجتي بطاقة سفر إلى "ميتشغن،" |
O ünvan maçı aldı,bende boksörler mezarlığına bir bilet. | Open Subtitles | يأخذ اللقب في الساحة المفتوحة و ماذا آخذ أنا إذاً ؟ تذكرة ذهاب إلى بالو كافيل |
Sen de bana bir iyilik yap; uçağına güzelinden bir bilet de bana al. | Open Subtitles | وأنت أسدي إليّ معروفاً وابتع لي تذكرة على رحلتك |