| Hayalarına vurup seni öksürtecek bir bilgiye sahibim. | Open Subtitles | حصلت على بعض المعلومات التي قد ركلة لكم في الكرات وتجعلك السعال. |
| Birkaç elektrik hattı için ufacık bir bilgiye ihtiyacım var. | Open Subtitles | مرحباً وأحتاج إلى بعض المعلومات عن شبكات الطاقة الكبيرة |
| Gizli bir bilgiye erişimimiz varmış gibi hissettirir ve bu tür bilgileri yayarak statü kazanırız. | TED | فبدورها تجعلنا نبدو وكأننا على دراية بالأسرار الداخلية، ونكتسب مكانتنا بنشر هذا النوع من المعلومات. |
| Böyle bir yerde insan hayatı küçük bir bilgiye bağlıdır. | Open Subtitles | حياة المرء احيانا هنا تعتمد على كمية من المعلومات |
| Burada gördüğünüz resimler dışında daha fazla bir bilgiye sahip değiliz. | Open Subtitles | نحن لانملك أي معلومات إضافية ماعدا الصور التي تراها هنا |
| İstihbarat birimimiz onun hakkında hiç bir bilgiye sahip değil. | Open Subtitles | وكالات الأستخبارات لدينا ليست لديها أي معلومات عنه. |
| Hayır, ölmemeli, ölmemeli! Hayati bir bilgiye sahip. | Open Subtitles | كلا, لا يجب.لا يجب أن يموت لديه معلومات مهمة |
| Ulusal Güvenlik'in işine yarabilecek bir bilgiye sahip olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | قائلًا أنَ لديه معلومات مهمة تخص الأمن القومي |
| Ehliyetini araştırırken ilginç bir bilgiye rastladık. | Open Subtitles | كما تعلمين عندما فحصنا رخصة قيادتك ظهرت بعض المعلومات المثيرة |
| Kısa bir bilgiye ihtiyacım var. Burada herhangi bir yakını var mı? | Open Subtitles | بحاجة فقط الي بعض المعلومات هل هناك أي شخص ذات صله قرابة به؟ |
| Eğer herhangi bir bilgiye sahipseniz lütfen FBI a ulaşın. | Open Subtitles | بعض المعلومات المهمة التي تفيد القانون إن كان لديك أيّ معلوماتٍ فمن فضلك اتصل بمكتب التحقيق الفيدرالي |
| İhtiyacım olan bir bilgiye sahip. | Open Subtitles | لقد أسترجعت بعض المعلومات التي أحتاجها. |
| Böyle bir bilgiye vermeye... iznim yok zaten... | Open Subtitles | أنا غير مسموح لي أن أعطي هذا النوع من المعلومات |
| Böyle bir yerde insan hayatı küçük bir bilgiye bağlıdır. | Open Subtitles | حياة المرء احيانا هنا تعتمد على كمية من المعلومات |
| Böyle bir şirketin sadece içindeki biri böyle bir bilgiye sahip olabilir. | Open Subtitles | قلّة من الأشخاص من الدائرة الضيّقة في هذه المؤسسة يمكنهم الوصول هذا النوع من المعلومات |
| Bu tip bir bilgiye erişmek istediğinde arayacağın adam kendisi olur. | Open Subtitles | لا ولكن إذا كنت تريد هذا النوع من المعلومات هو الشخص المطلوب لتطلب منه |
| Saat dokuz itibariyle, Mesken hâlâ öldürülen memurlarla ilgili yeni bir bilgiye ulaşamadı. | Open Subtitles | المركز ليس لديه أي معلومات جديدة بشأن جريمة قتل أحد مخبرينا قبل 9: 00 ساعات |
| Bana yardımcı olabilecek bir bilgiye sahip olup olmadığınızı merak ediyordum ya da sahte veri bilgisi düzenleyebilecek herhangi birini tanıyıp tanımadığınızı? | Open Subtitles | أنا اتساءل فقط إن كان لديك أي معلومات قد تساعدني أو إن كنت تعرف أحداً هنا أمكنه تزييف تعطيل البيانات |
| - Kız hakkında pek bir bilgiye ulaşamadım. | Open Subtitles | . لم أحصل على معلومات مهمة عن الفتاة |