Bunun senin hayatın için olumlu bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لدي شعور قوي ان هذا هو نقطة تحول ايجابية في حياتك |
Tyler'ın trajik, anlamsız ölümü benim icin bir dönüm | TED | كانت وفاة تايلر المأساوية نقطة تحول في حياتي. |
Bir asrın ardından, şu an kendimizi fizikte başka bir dönüm noktasında bulduk. Ancak şu an söz konusu durum oldukça farklı. | TED | مائة عام على ذلك نجد أنفسنا الآن أمام نقطة تحول أخرى في الفيزياء، ولكن ماهوعلى المحك الآن مختلف تماما. |
Çıkacak karar Hindistan yargı tarihinde bir dönüm noktası olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا الحكم علامة فارقة في تاريخ القانون الهندي |
Çıkacak karar Hindistan yargı tarihinde bir dönüm noktası olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا الحكم علامة فارقة في تاريخ القانون الهندي |
Medeniyetimiz bir dönüm noktasındaydı. | Open Subtitles | كانت الحضارة تمر بمفترق خطير |
Senin için böylesine önemli bir dönüm noktasına geldiğinde, bu başarı için ödüllendirilirsin, kısacası, çuvalla para kazanırsın. | Open Subtitles | نحرص عندما تقوم بقفزة مهنية كهذه على أن تكافأ على إنجازك باختصار، سيُدفع لك بشكل جيد للغاية |
Hypatia’nın ölümü İskenderiye siyasetinde bir dönüm noktasıydı. | TED | لقد كان مقتل هيباتيا نقطة تحول في الحياة السياسية في الإسكندرية. |
O an, flört şiddetine ve cinsel şiddete son verilmesine dair çözümler geliştirilmesi şeklindeki mesleki misyonum ve şahsım için önemli bir dönüm noktası olduğunu kanıtlayacaktı. | TED | تلك اللحظة قد أثبتت نقطة تحول هامة لي ولمهنتي التي تسعى لإيجاد الحلول لإنهاء العنف في الجنس وفي العلاقات. |
Konektomlar insanlık tarihinde bir dönüm noktası olacak. | TED | الشبكات العصبية ستكون نقطة تحول في تاريخ البشرية. |
Ve bu hayatımdaki gerçek bir dönüm noktasıydı... ...anlamaya başladığım... ...sırf zevk almak için keşif ve bilim yapamayacağım bir yerdi burası. | TED | و كانت تلك حقاً نقطة تحول في حياتي، حيث بدأت أُدرك أن لا يمكن أن أستمر عابثاً مستمتعاً بالعلم و الإستكشاف؛ |
Federasyon'un kaderindeki bir dönüm noktasına geldiğimizin farkında değil misiniz? | Open Subtitles | ألا تدرك، أن ثمّة نقطة تحول بلغت مداها في شؤون الحكومة الفيدرالية؟ |
Bunun bir dönüm noktası olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألّا تظن أن هذا يمكن أن يكون نقطة تحول حقيقية؟ |
Olay Something's Got to Give'in setinde önemli bir dönüm noktasıydı. | Open Subtitles | هذه الحادثة أصبحت نقطة تحول أساسية في موقع تصوير فيلم لدي شيء لأعطيك |
1790'larda Avrupa ve Osmanlılar arasındaki değişen güç dengesi bir dönüm noktası yaşadı | Open Subtitles | ،في تسعينات القرن الـ18 توازن القوى المتغير بين أوروبا والعثمانيين في لحظة فارقة |
Robotbilimde bir dönüm noktası. Yapay zekada bir başarı. | Open Subtitles | هذه علامة فارقة في تكنولوجيا الروبوتات ومعجزة في تاريخ الذكاء الصناعي |
- Bu bir dönüm noktası. - Pasta alabilir miyiz? | Open Subtitles | أنها علامة فارقة ايمكن أن نحصل على كعكة؟ |
Merle'le evliliğinizde bir dönüm noktasına geldiniz. | Open Subtitles | أنتِ و (ميرل) بمفترق زواجكم يبدو وكأنه نهاية العالم |
Merle'le evliliğinizde bir dönüm noktasına geldiniz. | Open Subtitles | أنتِ و (ميرل) بمفترق زواجكم يبدو وكأنه نهاية العالم |
Senin için böyle önemli bir dönüm noktasına geldiğinde, bu başarı için ödüllendirilmeni sağlıyoruz. Şimdi Popo, sana sorum açık... | Open Subtitles | نحرص عندما تقوم بقفزة مهنية كهذه على أن تكافأ على إنجازك لذا، سؤالي لك في غاية البساطة |