"bir deha" - Translation from Turkish to Arabic

    • عبقري
        
    • عبقرى
        
    • عبقرياً
        
    • هذه العبقرية
        
    Shakespeare gibi bir deha bile sadece "O öldü" yazdı. Open Subtitles اعتقد ان شكسبير عبقري ليأتي بكلمة مثل , لقد مات
    Bu ölçüde daraltılmış bir bölgede saklandıkları yeri bulmak askeri bir deha gerektiriri. Open Subtitles ضيّقت أسفل هذه منطقة بهذا الحجم تحتاج الى عبقري عسكري لإيجاد مخبأهم
    Babamın mali bir deha olduğu çıktı ortaya. Open Subtitles الأمور تغيرت، أبي عبقري في الأمور الماليـة
    Kimse Makineyi yenemez. Adam tam bir deha. Open Subtitles لا أحد يتفوق على الماكينة هذا الرجل عبقرى
    - Kız akıl okuyan bir deha ama dondurma yemeği çözemedi. Open Subtitles عقول الفتيات الذى يكون عبقرياً لا تستطيع كيف تأكل كوب من الثلج
    Benim gibi gerçek bir deha zamanı yakalamayı öğrenir. Open Subtitles أي عبقري حقيقي يحبّ نفسي يتعلّم إغتنام الفرصة.
    Fakat Bayan Johnson, ardında gerçek bir deha vardı. Open Subtitles نعم إنه كذلك لكنّه يأتي مع عبقري حقيقي، آنسة جونسن
    Hayır, bu çocuk bir deha. Open Subtitles هذا الطفل عبقري وضعك له في مدرسة حكومية يشبه
    Bildiğiniz tek şey köpeği tuvalete işettiren bir deha olmam. Open Subtitles كل ما تعرفه هو بأنني عبقري جعلَ الكلب يبول في حمامك
    Ama çok doğru konulara parmak basıyor. - Herif tam bir deha. Open Subtitles لكنه يسلط الضوء على مشاكل مهمة هو حقاً عبقري
    O sadece manevi bir deha değil, aynı zamanda en üst seviyede politik yeteneklere sahipti. Open Subtitles لم يكن عبقري روحي فقط ولكن لديه موهبه سياسية ايضاً وبمستوى عالي جداً
    Nadir bir deha olsa da tahayyül edemeyeceğimiz kadar yanlız. Open Subtitles .. لكن بما أنه عبقري استثنائي فإنه أكثر تفرداً مما نتخيله
    Filmcilikte yapılabilecek her şeyi yapmış ve sürahisindeki her şeyi tamamen boşaltmış bıkkın bir deha tarafından yapılmış bir film. Open Subtitles فيلم من إخراج عبقري يأرقه الملل أفرغ جعبته، وقام بكل شيء يمكن إنجازه في صناعة الأفلام
    Başka bir deha da aynı bilinmeyenin başka bir yönüne takılmıştı. Open Subtitles ولقد كان هناك عبقري آخر في حيرة متعلقه بجانب آخر لنفس اللغز.
    Yani kibirsizce yahut utanmadan keşfimi bir deha ürünü ilan ediyorum. Open Subtitles لذا، بدون الشعور بالخجل أو الكبرياء إنّيأعلنأن أكتشافيهوشيء.. عبقري.
    O eski adamın tam bir deha. Open Subtitles ّهذا الرجل الذي كان لديك عبقري.
    Görünen o ki, politik bir deha olmasına rağmen, artık ulusal partilerin hiç biri onun yanından bile geçmiyor. Open Subtitles على ما يبدو، هو كَانَ هذا عبقري hotshot السياسي، والآن الأطراف الوطنية لَنْ يَمْسَّه حتى.
    Gidip biraz David Feherty izleyeceğim. Adam bir deha. Open Subtitles سأذهب لأشاهد دافيد فيهرتى قليلاً , هذا الرجُل عبقرى
    Sana söylemiştim, dostum, Bu adam bir deha. Open Subtitles لا بد أن أعترف ان هذا الرجل عبقرى
    Ben sizin tarafınızdan, güven ve buraya gel gibi bir deha değilim Open Subtitles أنا لست عبقرياً مثلك ثق في وحسب وتعال إلى هنا
    Bu kadar şeyi teknik bir deha olduğu için mi başardı yani? Open Subtitles وأنها أنجزت كل شيئ لأنها ليست في مثل هذه العبقرية الفنية؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more