"bir delikte" - Translation from Turkish to Arabic

    • في حفرة
        
    • في جحر
        
    • تقود في حفر
        
    Beni yakalayan insanlar, beni bir delikte tuttular ama düşünmekten, plânlamaktan asla yılmadım. Open Subtitles الناس الذين أمسكوا بيَّ، أبقوني في حفرة ولكنني لم أتوقف عن التفكير، التخطيط
    Bunun anlamı; hayatının geri kalanını karanlık bir delikte yaşamak için sabırsızlanıyorsun demektir. Open Subtitles و هو ما يعني أنك ستأمل بأن تقضي بقية حياتك في حفرة مظلمة
    bir delikte saklanıyor. Open Subtitles سوف يصعد عبر هذة التلة كلا الذكي يختبئ في حفرة
    Tecavüze uğradı ve bir delikte ölüme terk edildi! Onun adına kim konuşuyor? Open Subtitles لقد اغتصبت وتركت في جحر حتى الموت، من يدافع عنها؟
    Bronx yukarıda,Battery aşağıda. İnsanlar yerde bir delikte seyahat eder Open Subtitles برونكس بأعلي وباتري بأسفل الناس تقود في حفر الأرض
    Hiç kazılmamış olması gereken bir delikte 46 ceset. Open Subtitles ودفنت 46 شخصاً في حفرة ما كان يجب أن يتم حفرها
    Evimde otururken eski erkek arkadaşımın tarla sincabı gibi arka bahçemdeki bir delikte yaşıyor olmasına inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع العيش في منزلي ورؤية خليلي السابق يعيش في حفرة في فناء منزلي وكأنه سنجاب
    Orta Doğu'da bir delikte 8 sene kalmamın ülkeme hizmet etmem için bir çağrı olduğunu fark ettim. Open Subtitles هل تعلموا ، ما ادركته فعلا وأنا راقد في حفرة مظلمة لمدة ثمان سنوات في الشرق الأوسط.
    Görev tamamlandı. O bir delikte çürüyor. Yeni görevim de seni öldürmek. Open Subtitles المهمة تمّت، إنّه في حفرة مهمتي الجديدة هي قتلك
    Şimdiyse bir delikte dietil bilmem neyle kaplanmış halde diri diri kendinizi yakmaya hazırsınız. Open Subtitles و الآن أنتم متورطون في حفرة مليئة بالأشواك و جاهزين لاحراق انفسكم
    Kötü adamın derin bir delikte olmasıyla bitecek. Open Subtitles وأجل، وسينتهي الأمر برجل شرير في حفرة عميقة.
    Çocuk tabutundan büyük olmayan bir delikte geçirilen 12 saat. Open Subtitles اثنا عشرة ساعة ...في حفرة... حجمها لا يتجاوز نعش طفل..
    Sizlerle bir delikte günlerimi geçirmek için okul servis şoförlüğünü bıraktığıma hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Open Subtitles لم أشعر بمثل تلك البهجة من قبل لأني تركت وظيفتي في قيادة حافلة المدرسة لأقضي أيامي هنا في حفرة معكم
    Yer altında bir delikte 5 yıl boyunca yaşama hakkı kazandın. Open Subtitles ستتمكني من العيش في حفرة في الأرض لخمسة سنوات
    Bunun benim işim olmadığını söyleyebilirsin ama mükemmel bir şekilde iyi bir roketin varken niye yer altında bir delikte yaşayasın ki? Open Subtitles يمكنكِ أن تخبرينني أنه ليس من شأني ولكن لماذا قد تعيشين في حفرة في الأرض بينما لديكِ صاروخ جيد تماماً؟
    Yer altında bir delikte yaşamayı tercih ederim. Open Subtitles أنا أُفضّل العيش في حفرة في الأرض.
    Karanlık bir delikte ölürler. Ve suçlusu sen olursun. Open Subtitles في حفرة سوداء وسوف يكون ذلك بسببك
    Hayatımın dört yılını bir delikte, çıkıp adımı temize çıkarmak için... bir fırsat bekleyerek geçirdim. Open Subtitles هه؟ قَضّيتُ أربع سَنَواتَ مِنْ حياتِي في جحر إنتِظاراً لفرصةِ الخُرُوج وتبرئة إسمي وأنا أَعْرفُ كيف سأنتقم
    Sekiz ay gizli görevde bir delikte yaşayıp muhbirlerle dost olmaya çalış. Open Subtitles -أعيش في جحر ، أزرع المخبرين -حسناً ، أنا آسفة
    Bronx yukarıda,Battery aşağıda. İnsanlar yerde bir delikte seyahat eder Open Subtitles برونكس بأعلي وباتري بأسفل الناس تقود في حفر الأرض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more