Hindistan'dan aldığımız bir ders vardı: Erkekler eğitilemezdi. | TED | درس واحد تعلمناه في الهند هو أن الرجال لا يمكن تدريبهم |
Bir tane daha büyük, duygusal bir ders vardı. Bunu Albert Einstein'dan öğrendim. | TED | وكان هناك درس مفعم بالعاطفة كبير، وهذا الشيء تعلمته من ألبرت أينشتاين. |
Son kez burada olduğumuzda sana öğretmediğim bir ders vardı. | Open Subtitles | هناك درس واحد لمْ أعلّمك إيّاه عندما كنّا هنا آخر مرّة |
Ve bence bunda öğrenilmesi gereken bir ders vardı. Ve o da, eğer bir sinyal yakalarsak, medya, evet medya bilyalı rulmanların üstündeki bir gelincikten çok daha hızlı olacaktır. | TED | و فكرت ، يوجد درس ما هنا، و الدرس كان انه اذا التقطنا اشارة ما، فإن الاعلام ، الاعلام سوف ينقض عليها اسرع من انقضاض ابن عرس على فريسة. سوف يكون الامر سريعاً. |
Burada benim için çok ama çok güzel bir ders vardı: Eğer bu insanları, niyetlendiğim gibi ağırbaşlı ve saygıdeğer biçimde fotoğraflayacaksam ve onlara hayranlığımı belirteceksem, onları anlamam gerekiyordu. | TED | وذلك كان بمثابة درس جميل جدا لي: فإذا أردت تصوير أولئك الناس بحيث يبدون بشكل محترم ووقور تماماً كما كنت أنوي آنذاك وعرض صورتهم على جدارية، فكان ينبغي علي فهمهم أولاً. |