Bu bant, Tong içinde gizli çalışan bir federal ajan tarafından kaydedildi. | Open Subtitles | هذا الشريط تم الحصول عليه بواسطة عميل فيدرالي يعمل داخل عصابة تونج |
Demek bir federal şerife saldırmış bir firariye ihtiyacım var? | Open Subtitles | إذاً ما أحتاج له هارب فيدرالي عنف ماريشال حكومي ؟ |
Her bir federal yetkilinin... işini gücünü bırakıp... meslektaşlarını korumaya çalışmayacağını mı sandınız? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن كل فيدرالي سيترك كل ما كان يفعله ويندفع لحماية أي فرد منهم |
Elimizde bir ajanı taciz eden bir bakıcı, eşleşmeleri bozup, yanlarındaki sivillere zarar veren bir federal ajan var. | Open Subtitles | لدينا راعى إغتصب ناشطة وعميل فيدرالى يخرب عملية ويتكلم عما بداخلة لشخص مدنى |
Gece mesaisinin ortasında bir federal Ajan'ı görmek alışılmadık bir durum. | Open Subtitles | هذا جميلاً فى العادة عميل فيدرالى فى وسط الفترة الليلية |
Başvuru formunda yalan beyanda bulunmanın ciddi bir federal suç olduğu açıkça belirtilmiştir. | Open Subtitles | الاستبيان ينص بوضوح ، مما يجعل منه إدعاء كاذب و جريمة فدرالية خطيرة |
Destek geldiğinde, onlara içeride bir federal ajan bulunduğunu söyle. | Open Subtitles | بوث لا , لا أريد أن أسمع عندما يصل الدعم أخبريهم أن عميل فدرالي في الداخل |
bir federal ajan bakamaz. | Open Subtitles | كلا، لا يمكنك ذلك في السجن، ليس عميلا فيدرالياً. |
Doktordu. Şimdi de bir federal Adli Tıp Memuru. | Open Subtitles | كانت طبيبة، حسناً، وهي الآن طبيبة شرعيّة فيدراليّة |
ABD Nüfus Sayım İdaresi'nde çalışan Howard Salt isimli bir federal memur dün Beyaz Saray'ın ön kapısına kadar gelmiş, güvenlik tarafından durdurulmuş, yanlışlıkla kendi silahıyla vurulmuştu. | Open Subtitles | ملح هاوارد، مستخدم إتحادي العمل على إحصاء السكان الأمريكي حصل على بقدر ما البيت الأبيض الباب الأمامي أمس حيث هو توقّف عند الأمن وضرب عرضيا ببندقيته الخاصة. |
Cidden, bir federal Banka tuvaletini temizlemek çok ta parlak bir iş gibi görünmedi bana. | Open Subtitles | بصراحة؟ عندما تقضي شهوراً تنظف الحمامات فإن البنك الفدرالي لن يكون بهذه الأهمية |
Ben yeminli bir federal ajanım. Federal bir suçu itiraf ettiniz. | Open Subtitles | أنا عميل فيدرالي وانت الآن اعرفتي بقيامك بجريمة فيدرالية |
Olayda, kimliği gizli bir federal ajan olduğunu anladıklarından emin ol. | Open Subtitles | و أجعلهم يتفهمون أن هناك عميل فيدرالي يعمل متغطياً |
Tucker, bir federal ajana yalan söylediğinin farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف يا تاكر بأنك تكذب على عميل فيدرالي |
Olay yerini araştıran bir federal ajan için çok dikkatsizce bir davranış ama kadınları kesip, kalıntılarını gecenin bir yarısı ormana atan öldürme eğilimli bir manyak biraz dikkatsiz davranmış olabilir, değil mi? | Open Subtitles | بالنسبه لعميل فيدرالي يحقق في الجرائم تعلم أن تلك هي الهفوات عندما تكون قاتل مجنون يقوم بالتخلص من بقايا مذبوحه لأمرأة |
Şuna bak; babası bir federal ajanla girdiği çatışmada öldürülmüş. | Open Subtitles | اسمع هذا والده قتل في تبادل لاطلاق النار مع عميل فيدرالي جرحت ركبته |
Sadece gerçek bir federal ajan resmi bir aracı alabilir. | Open Subtitles | بحيث انه عميل فيدرالى بحق يجب ان يتدخل بالامر ويقود سيارة حكومية |
Evet, ama bu sefer bir federal ajanın hayatına mal oldu. | Open Subtitles | أجل ولكن هذه المره كلف عميل فيدرالى حياته 00: 10: |
bir federal görevliye uyuşturucu enjekte edemezsin. Devlet malını çalamazsın. | Open Subtitles | لا يمكن أن تحقن عميلة فدرالية بمخدر، ثم تسرق ملكية حكومية، |
bir federal ajana yalan söylemek, çok ciddi sonuçlar doğurur. | Open Subtitles | الكذب على عميل فدرالي يسبب الكثير من المتاعب |