| - Çok gülünç. Linus, hamakta yatarken aklıma harika bir fikir geldi. | Open Subtitles | اسمع يالاينس، كنت استلقي على الارجوحة وخطرت لي فكرة رائعة |
| Sabırsızlanmaya başladığım sırada birdenbire aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | 'لقد بدأت أشك في صبري ، ومن ثم أتت لي فكرة من لاشيء 'على أربعة كفوف |
| Kampanya için aklıma şahane bir fikir geldi. Buraya gelebilir misin? | Open Subtitles | خطرت لي للتو فكرة عظيمة من أجل الحملة أيمكنك القدوم الآن؟ |
| Indiana Hammond tutarsız keşiflerine devam ederken benim de aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | بينما اندياننا هاموند واصل تشتيته جاءتني فكرة |
| Peki, her neyse, geri gelirken, aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | , نعم , على أية حال في طريق العودة , جائتني فكرة |
| Aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | ذلك يعطيني فكرة |
| Christine'in Kahire toplantısını hazırlıyorum da aklıma anlaşmayı garantileyecek bir fikir geldi. | Open Subtitles | أنا الإستعداد اجتماع القاهرة كريستين وكان لي الفكرة التي يمكن ابرام اتفاق. |
| Ama o gün aklıma bir fikir geldi: | Open Subtitles | لكن في ذلك اليوم كان عندي إيحاء |
| Sonra bir gün duşta aklıma 100.000 dolarlık bir fikir geldi. | Open Subtitles | وفجأة بينما كنت أستحم بعد استمراري 4 أسابيع تقريبا أتتني فكرة المئة ألف دولار دخلت هكذا إلى رأسي |
| Değil mi? Ve bir gün, çılgın bir bankerin aklına bir fikir geldi. | TED | الآن، إذا يوما ما، راودت أحد أصحاب البنوك فكرة مجنونة: |
| Böylece, altı yıl önce aklıma bir fikir geldi: Hayat sayfalara geçtiyse, bir yerlerde, her yaşa dair yazılmış sayfalar vardı. | TED | وقبل ستة سنوات، خطرت ببالي فكرة: إذا مرت الحياة من خلال صفحات، وكانت، في مرحلة ما، أقسام مكتوبة حول جميع الأعمار. |
| Aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | إنها تعطيني فكرة |
| Aklıma bir fikir geldi. Benim kliniğim olacak. | Open Subtitles | لقد خطرت لي فكرة أعتقد أنني سأفتتح عيادة خاصة بي |
| O anda aklıma harika bir fikir geldi. | Open Subtitles | و في تلك اللحظة بالذات جاءت لي فكرة رائعة |
| Ama bu olanlardan sonra iflas bayrağını çekerdim. sonra aklıma iyi bir fikir geldi. | Open Subtitles | لكن بعد إجراء كل التسويات قاربت على الإفلاس، فطرأت لي فكرة |
| Az önce bir şey düşündüm de. Aklıma parlak bir fikir geldi. | Open Subtitles | أتتني فكرة للتو, فكرة أبهرتني لصفائها |
| Aklıma son derece saçma bir fikir geldi. | Open Subtitles | لقد واتتنى للتو فكرة حمقاء . |
| Aklıma dahiyane bir fikir geldi, mutfakta da içebilirim. | Open Subtitles | لقد جاءتني فكرة مُوحية للنو يُمكنني إحتسائها في المطبخ |
| Aklıma çok iyi bir fikir geldi. | Open Subtitles | جاءتني فكرة رائعة. |
| Zana, aklıma iyi bir fikir geldi. Yürüyerek gitmeyeceğiz, gel benimle. | Open Subtitles | زانا , لقد جائتني فكرة رائعة لن نذهب على اقدامنا تعال معي |
| İletişimden bahsetmişken, veya iletişim azlığından bütün bu gazetecilik derslerinden sonra aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | بالتحدث عن الإتصال، أو عدمه، فبعد كل شيء من دروس الصحافة هذه، جائتني فكرة. |
| Bir saniye, aklima bir fikir geldi. | Open Subtitles | انتظر لحظة، هذا يعطيني فكرة |
| James kendi paketini açıp Richard da mahvolmuş hediyesinden deposunu doldururken aklıma başka bir fikir geldi. | Open Subtitles | بينما جيمس ملفوف نفسه وريتشارد يملأ من خلال هديته خراب، كان لي الفكرة الرائعة أخرى. |
| Ama o gün aklıma bir fikir geldi: | Open Subtitles | لكن في ذلك اليوم كان عندي إيحاء |
| Aklıma bir fikir geldi, ben masaya doğru atlasam nasıl olur? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا؟ لقد أتتني فكرة ربما علي القفز إلى طاولة القهوة كما تعلم |
| Bu miyop bakıştan rahatsız olunca arkadaşımın ve benim aklıma bir fikir geldi: Her Ramazan gecesi orucumuzu farklı bir eyaletteki farklı bir camide açalım ve bu hikayeleri blogda paylaşalım. | TED | أصابتنا هذه النظرة قصيرة المدى بالإحباط، فخطرت ببالنا أنا وصديقي فكرة مجنونة: بأن نفطر في مساجد مختلفة وفي ولايات مختلفة في كل ليلة رمضانية ومن ثم مشاركة تلك القصص في المدونة. |
| Aklıma bir fikir geldi: Okyanuslarımız hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz? | TED | فخطرت ببالي فكرة: إلى أيّ قدر نعرف حقًا عن محيطاتنا؟ |
| Aklıma güzel bir fikir geldi. | Open Subtitles | هذه تعطيني فكرة. |