"bir gün bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • يوماً ما
        
    • يوم ما
        
    • ذات يوم
        
    • و يوما ما كل ما
        
    • وفي أحد الأيام
        
    • في أحد الأيام
        
    bir gün bir eş veya hayat arkadaşı bulman gerekecek. Open Subtitles يوماً ما سيتوجّبُ عليك العثور على زوجة أو شريك لحياتك.
    Hiçbir şey. Ve bir gün,bir kağıt alıp portremi çizdi. Open Subtitles وفي يوماً ما اخذ قطعة الورق, وقام برسم صورة لي,
    Gülümseyin ve bir gün bir ATM'de durdu. soyuldu ve... Open Subtitles وفي يوم ما توقف عند الصراف الآلي وقد تمت سرقته
    Süt emiyordu ve bir gün bir bakıcı sigara molası verdi, pencereden havuzlarına doğru bakıyordu, sigara içerek. TED كات ترضع، وفي يوم ما أخذ الحارس استراحة لتدخين سيجارة وكان ينظر إلى الحوض ويُدخّن.
    bir gün bir Afgan kabilesi beni hapis tutan asileri öldürdü. Open Subtitles ذات يوم قام رجل من القبائل الأفغانية بقتل الثوّار الذين أسروني
    Bir gün, bir gemiyi bekleyeceğimi bilmiş olmalıyım. Open Subtitles لابد وانى قد عرفت انه ذات يوم ستكون احداها تخصنى
    bir gün bir erkekle yatmak zorunda kalsan bile başının üzerinde bir çatı olsun isteyeceksin. Open Subtitles و يوما ما كل ما ستحتاجينه هو سقف فوق رأسك حتى لو اضطررت لمضاجعة رجل من أجله
    Sonra bir gün bir şey oldu. Sert bir dönemeçten geçti ve ışık yok oldu. Open Subtitles وفي أحد الأيام شيئا ما حدث وتتغير حياتها ويختفي النور من وجهها
    Bir gün, bir adam evimize çıkageldi, babam işteyken. Open Subtitles في أحد الأيام أتي ذلك الرجل إلي بيتنا . عندما كان أبي في العمل
    bir gün bir sahtekâr olduğunuz fark edilir diye rahatsız edici bir his yaşadınız mı? TED هل سبق وأن ساورك شعور ملازم بأنك يوماً ما ستكشف على أنك مخادع ؟
    Bunlar aslında onlarca yıl eşlerine sadık kalmış insanlar, ancak bir gün bir çizgiyi aşıyorlar ki asla geçeceklerine inanmadıkları çizgiyi ve herşeyi kaybetme riskine karşılık. TED هم غالبا أشخاص كانوا أوفياء على مدى عقود لكن يوماً ما تجاوزوا خطًّا لم يتوقعوا أبدا تجاوزه وأمام خطر فقدان كل شيء
    Rıhtımda otururken bir gün bir vatozun, ayağının altında yüzdüğünü görüyor. TED كان جالساً أمام حوض السفن يوماً ما ورأى سمكة اسيتغراي تطوف تحت قدميه.
    bir gün bir ev isteyeceğim,ve çocuk, ve belki bir de avize. Open Subtitles ترى ، يوماً ما أريد منْزلاً وأطفالاً وربّما ثريّا
    bir gün bir kızdan fena dayak yiyeceksin ve ben sana yardım etmeyeceğim. Open Subtitles يوماً ما سَتُصبحُ كلباً مُهان ولَنْ أعْمَلُ أيّ شيء لوَقُّف ذلك
    Belki bir gün, bir kayadaki mineralleri sadece dokunarak hissedebileceğiz. TED لربما في يوم ما نتمكن من تحسس المعادن في صخرة ما باللمس.
    Tuhaf ve şaşırtıcı gelse de, origami bir gün bir hayat bile kurtarabilir. TED على الرغم من أنه يبدو غريبا و مثيرا للدهشة يمكن للأوريغامي في يوم ما أن يحافظ على حياة
    Bence bir gün bir müzede sergilenecek dünyanın her yerinden insanlar onu görmeye gelecek. Open Subtitles سوف تعلق فى متحف يوم ما و سيأتى الناس من جميع أرجاء العالم لرؤيتها
    bir gün bir kadınla tanıştı. Kadın çok güzeldi. Open Subtitles ذات يوم , التقى بامرأة هذه المرأة كانت أكثر من جميلة
    Kıdemli şef Brashear bir gün, bir başka dalgıcın yaşamı size bağlı olabilir. Open Subtitles سيد براشير , ان حياة غواص آخر قد تعتمد عليك ذات يوم
    bir gün bir erkekle yatmak zorunda kalsan bile başının üstünde bir çatı olmasını isteyeceksin. Open Subtitles و يوما ما كل ما ستحتاجينه هو سقف فوق رأسك حتى لو اضطررت لمضاجعة رجل من أجله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more