| Görünüşe göre boşanma belgelerimizde senin tarafında bir gecikme oldu. | Open Subtitles | من الواضح أن هناك تأخير في أوراق الطلاق من جانبك |
| Biliyorum, sistemimizde bir gecikme var ve sinir bozucu oluyor. | Open Subtitles | أعرف، هناك تأخير في نظامنا وأنه شيء مؤسف. |
| Hava nedeniyle Washington'daki uçuşlarda bir gecikme oldu. | Open Subtitles | كان هناك تأخير طقس على المكوك من واشنطن. |
| - Sizi oradan çıkarmadan önce küçük bir gecikme olacak hanımefendi. | Open Subtitles | - سيكون هنالك تأخير قصير قبل أن نخرجكم ياسيدتي. لماذا ؟ |
| bir gecikme oldu. Hepsi bu Meclis üyesi, sadece gecikme. | Open Subtitles | إنه مجرد تأخير بسيط هذا كل شيء ياعضو البلدية، مجرد تأخير |
| Birmingham'daki hava koşulları yüzünden çok ufak bir gecikme yaşayacağız. | Open Subtitles | سيكون لدينا تأخير طفيف بسبب الطقس في برمنجهام |
| Sen veya Ivy Lig moronlarından bir gecikme daha gelirse Darren sizi ikiye bölecektir. | Open Subtitles | و أي تأخير منك أو من جماعة البلاب الحمقى وسيقوم دارن بشطركم إلى نصفين |
| Doğru, teslimde bir gecikme tehlikesi söz konusuydu. | Open Subtitles | لقد كان هناك تأخير في توصيل الأمتار |
| Arazi satışınız ile ilgili bir gecikme olmuş sanıyorum ki. | Open Subtitles | عرفتُ أن هناك تأخير في عملية بيع الأرض |
| Senin deneyimin ve koltuğun işlemcisi arasında 2 saniyelik bir gecikme var, ama sen birşey farketmeyeceksin. | Open Subtitles | هناك تأخير ثانيتين بين معالجة الكرسي للتطورات وبين أدائك لكن , لايجدر بك ملاحظة أي شيء |
| Ne yazık ki evin belgeleriyle ilgili küçük bir gecikme olacak. | Open Subtitles | أخشى أن هناك تأخير بسبب بعض وثائق المنزل |
| Gezegendeki Çoğalıcılar oldukça çabuk etkilenecektir, ...ama yörüngedeki nanit hücrelerinin ilgisi çekecek kadar büyük bir oluşum oluşması için belirli bir gecikme olacaktır. | Open Subtitles | و لكن سيكون هناك تأخير مؤكد حتى يتم تكوين الكتلة الكافية من أجل السيطرة على خلايا النانيت بالمجرة. |
| Şimdi geçişi açarken döngüde 15 salise bir gecikme var. | Open Subtitles | الآن عندما تكمل التحويلة هناك تأخير ربع ثانية عندما تكمل دورانها |
| Atıkların toplanması birkaç gün önce programa alındı ama ufak bir gecikme oldu. | Open Subtitles | حسنا، الشحنة كانت مجدولة منذ ايام مضت لكن كان هنالك تأخير بسيط |
| Şimdi lütfen yerlerinize oturun. Küçük bir gecikme bu. | Open Subtitles | إذا استطعتم العودة إلى أماكنكم فحسب إنه مجرد تأخير صغير |
| Öyle ama burada bir gecikme söz konusu. | Open Subtitles | نعم، لكن لدينا تأخير هنا |
| Mareşal Stalin herhangi bir gecikme konusunda tartışmıyor. | Open Subtitles | -مارشال "ستالين " ليس على استعداد لمناقشة أي تأخير |