"bir gerçeklik" - Translation from Turkish to Arabic

    • حقيقة
        
    • الواقع
        
    • واقع
        
    • للواقع والذي
        
    Konuşmam, 21. yüzyıldaki liderlik alanında basit bir gerçeklik hakkında olacak. TED سأتحدث عن حقيقة القيادة المجردة من منظور القرن الحادي و العشرين
    Farklı bir gerçeklik yaratıp, hipnoz aracılığıyla insanları bunu asıl gerçek olduğuna inandırabilir. Open Subtitles خلق النسخة المتباينة حقيقة أيّ هم يمكن أن ثمّ مشروع خلال التنويم المغناطيسي.
    artık kesin kabul görmüş bir gerçeklik aramıyorsunuz, bir bilgiyi araştırıyorsunuz, ki bu daha karmaşık ve hassas bir şeydir. TED إنك لم تعد تبحث عن حقيقة مفردة بعد الآن، إنك تبحث عن المعرفة، التي تكون شيئًا أعقد بكثير و حساسًا أكثر.
    Burada çok garip bir gerçeklik baskı izi sendromu mevcut. Open Subtitles .هناك نوع جد غريب من النزيف خلال الواقع يحدث أمامي
    Ve şimdi geri döndüğümde bu hayal gerçeğe dönüşmüştü, kırılgan bir gerçeklik olmasına rağmen. TED وها الآن ربما أعود، ليتحقق ذلك الحلم على أرض الواقع، برغم ضعف الواقع
    Sahte bir gerçeklik yaratırız, insanları olmaları gereken yerde varmışlar gibi gösteririz. Open Subtitles نحن نخلق واقع مُزيف, نجعل الناس بالأماكن التي من المفترض تواجدهم بها
    Güney Dakota'da yaşamam konusunda hiç bir gerçeklik payı yok. Open Subtitles ليس هناك اي واقع الذي فيه سأعيش في جنوب داكوتا
    Yalan söyleyip söylemediğimi anlayabileceğim kadar iyi bir gerçeklik aracım yok. Open Subtitles حسنًا،ليس لدي مقياس للواقع والذي يعمل بما يكفي لمعرفة إذا ما كنت أكذب
    Benim perili evimde de nesnel bir gerçeklik var, değil mi? TED وكانت توجد حقيقة موضوعية في بيتي المسكون، صحيح؟
    İnsanoğlunun böyle evrensel bir yapı geliştirebileceğine... ..bir gerçeklik modeli,... ..tartışılmaz yasaların, mutlak doğrunun modelini oluşturabileceğine inanıyor musun? Open Subtitles هل تعتقد حقا أن البشرية قادرة على صياغة مفهوم كوني؟ نموذج قانونا مطلقا أو حقيقة مطلقة؟
    Yararlı bilgi almak ise, yeni bir gerçeklik yaratmayı gerektirir. Open Subtitles الحصول على معلومات مفيدة هو عن خلق حقيقة جديدة
    Gerçegin için saklanmis baska bir gerçeklik de vardi ve bu oldukça ince bir isti. Open Subtitles فهذا من شأنه إخفاء حقيقة في طيّات حقيقة أخرى، و هذا مُخادع جداً.
    Gerçeğin için saklanmış başka bir gerçeklik de vardı ve bu oldukça ince bir işti. Open Subtitles فهذا من شأنه إخفاء حقيقة في طيّات حقيقة أخرى، و هذا مُخادع جداً.
    Ben bunu gerçekliğin farklı parçalarını alıp, başka bir gerçeklik yaratmak için bir araya getirdiğimiz bir yap-boz olarak görüyorum. TED أراها فقط كلغز للواقع حيث يمكن أن تجمع قطعا مختلفة من الواقع معا لتخلق واقعا بديلا
    ve bunun ortaya koyduğu gerçeklik karmaşık bir gerçeklik TED و الواقع انه الوجود في هذا الموضع اكثر تعقيدا.
    Anlamak istediğiniz bir gerçeklik parçasını alır ve onu matematik diline tercüme edersiniz. TED تأخذ كتلة من الواقع تريد فهمها وتترجمها إلى الرياضيات.
    Ancak yüzyıllar içinde, bu nesnel gerçekliğin üzerine kurgulanmış ikinci bir gerçeklik katmanı inşa ettik. Uluslar, tanrılar, para, kuruluşlar gibi kurgulanmış unsurlardan oluşmuş bir gerçeklik. TED ولكن بمرور العصور، قمنا ببناء طبقةٍ ثانيةٍ من الواقع الخيالي، فوق الطبقة الأولى وهي الواقع الموضوعي واقعٌ عناصره هي كينوناتٌ خيالية، مثل الأمم، الآلهة، المال، والشركات.
    Biz yeni resimler yaparak, Yeni bir gerçeklik gösteriyoruz çünkü, bu, dünyanın bizi nasıl algıladığıyla ilgili. TED نحن نعرض واقع جديد فقط بعمل الصور لأن هكذا يرانا العالم.
    Ve bu madde bizim için görünmez olsa da, aslında fiziksel bir gerçeklik. TED و هذه المادة قد تكون غير مرئية بالنسبة لنا و لكن لديها واقع فيزيائي.
    Yalan söyleyip söylemediğimi anlayabileceğim kadar iyi bir gerçeklik aracım yok. Open Subtitles حسنًا،ليس لدي مقياس للواقع والذي يعمل بما يكفي لمعرفة إذا ما كنت أكذب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more