Ortak bir gerçeklikte yaşadığımızı kabul edebilmemiz için üç şey yapmamız gerektiğini söylemiştim. | TED | قلتُ ذلك لأتقبل أننا نعيشُ حقًا في واقع مشترك. علينا القيام بثلاثة أمور. |
Sahte bir gerçeklikte sahte kardeşini kızdıracak bir şey yaptığın için mi? Cehennem taşı bana bir şey anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لأن نسخة وهميّة من أخيك غاضبة لشيء فعلته في واقع زائف؟ حجر الجحيم حاول إخباري بشيء، حاول إثبات مغزى معيّن. |
...Zıt Flash'ın anneni öldürmesini engelledin sonra da hem annenin hem de babanın hayatta olduğu alternatif bir gerçeklikte yaşadın... | Open Subtitles | توقف عكسي فلاش من قتل أمك وعاش بعد ذلك في واقع بديل حيث كان كل من الوالدين على قيد الحياة؟ |
Çünkü bilgi kutuplaşması problemini çözmek için temel bir felsefik düşünce ile bağ kurmamız gerekiyor. O da ortak bir gerçeklikte yaşıyor olduğumuz. | TED | لحل مشكلة التباين في المعرفة سنحتاجُ إلى إعادة التواصل مع فكرة فلسفية أساسية مهمة واحدة: بأننا تعيش في واقع مشترك. |
Ve bu da beni, ortak bir gerçeklikte yaşadığımızı kabul etmek istersek, üçüncü maddeye getiriyor. | TED | والتي تقودني إلى الأمر الثالث الذي اعتقدُ علينا القيام به إذا أردنا قبول أننا نعيشُ في واقع مشترك. |
Yani söylediğine göre, farklı bir gerçeklikte, biz... büyük bir sorunla karşılaştık ve sen saatini bırakabileceğine karar mı verdin? | Open Subtitles | انت تقول اننا في واقع اخر اوقعنا انفسنا في هذا المأزق الذي دفعك الي ترك ساعتك؟ |
Buzun altında, dalgıçlar kendilerini mekan ve zamanın garip, yeni bir boyuta sahip olduğu ayrı bir gerçeklikte buluyor. | Open Subtitles | فيجد الغواصون أنفسهم تحت الجليد في واقع منفصل، حيث يكتسب المكان والزمان بعداً جديداً وغريباً. |
Düşündüğüm kadarıyla yaşamın üstesinden gelebilmek için tek yol, ...kendimi tamamıyla bağlantısız bir gerçeklikte resmetmek. | Open Subtitles | إكتشفت أن الطريقة الوحيدة لإجتياز الحياة هو التصور أنني في واقع مختلف تماما |
Sahte bir gerçeklikte sahte kardeşini kızdıracak bir şey yaptığın için mi? | Open Subtitles | لأن نسخة وهميّة من أخيك غاضبة لشيء فعلته في واقع زائف؟ |
Hayatınızı benim yarattığım bir gerçeklikte yaşamak zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | سوف تضطر إلى العيش حياتك في واقع أنني خلقت. |
Özel bir gerçeklikte mi yaşamak istiyoruz? | TED | هل نريد أن نحيا في واقع استثنائي؟ |
Farklı bir gerçeklikte farklı bir hayat yaşayacaksınız. | Open Subtitles | ستعيش في واقع مختلف، حياة مختلفة |
Bu daha önce başka bir gerçeklikte yaptığım bir şeydi, aslında. | Open Subtitles | وهو ما فعلته في واقع آخر ، على ما يبدو |
Çünkü başka bir gerçeklikte, orada bulunmuşsundur. | Open Subtitles | لأن ذلك صحيح، لكن في واقع آخر. |
- Sanki karanlık bir gerçeklikte gibi hissettim. | Open Subtitles | -مدهش اليس كذلك ؟ -كأنك في واقع مظلم أتعرفي |
Bazılarımız tamamen aynı bir gerçeklikte rezil veya iyi kalpli başka birinde rezil veya iyi kalpli ama çoğunda insanlar karınları tok veya aç güvende veya korkmuş olup olmadıklarına göre farklı oluyorlar. | Open Subtitles | ... بعض منا يبقى على حاله خبيثون أو طيبون في واقع ما خبيثون أو طيبون في الواقع التالي |
- İki düzine koloninin o koloniyi desteklediği bir gerçeklikte. | Open Subtitles | - في واقع حيث تلك المستعمرة - مدعومة بواسطة دزينتان من المستعمرات المستقلة الأخرى |
Alternatif bir gerçeklikte falan mıyım? | Open Subtitles | هل أنا في واقع بديل ؟ |