"bir hapishaneye" - Translation from Turkish to Arabic

    • إلى سجن
        
    • في سجن
        
    • سجنها فى سجن
        
    • لسجن في
        
    • إلى سجنٌ
        
    • سجن ذو
        
    • سجن في
        
    Bu arada... eğer bunlardan bahsettiğimi bile yakalarlarsa maksimum güvenlikli bir hapishaneye gönderebilirler, ama sanırım online olmanın bir yolunu buldum. Open Subtitles لو علموا عنّي وأنا أتحدث عن هذه الأمور فسيرسلونني إلى سجن شديد الحراسة لكن أعتقد أنني وجدت طريقة للدخول إلى الإنترنت
    ve küçük bir hapishaneye çevirdiğimiz bir depomuz bulunuyor. TED ولدينا غرفة مخزن صغيرة حيث قمنا بتحويلها إلى سجن.
    Orta Doğu'da bir hapishaneye tıkılıyorsun ve en büyük şerefsiz bir Koreli çıkıyor. Open Subtitles تكون عالقاً في سجن في الشرق الاوسط واكبر ابن ساقطة فيه هو كوري
    Manası şu: ya bizimle oynarsın ya da seni öyle bir hapishaneye yollarız ki yeri belli olmayan, kumsalda ve insan haklarına azıcık saygı duyulan bir yer. Open Subtitles إنه يعني إنه تستطيع أن تساعدنا أو نُلقي بك في سجن لا أحد يعلم مكانه مع مجموعة من الأشياء القذرة
    Onu Su Chou yakınlarında Çin'in doğusunda çok güvenli bir hapishaneye götürdüler. Open Subtitles وتم سجنها فى سجن مكثف الحراسة بالقرب من" سو تشو" شرق "الصين".
    Belki beni tropik bir hapishaneye göndermelerini isteyebilirsin. Open Subtitles ربّما تطلب منهم إرسالي لسجن في مكان استوائيّ.
    Başka bir hapishaneye gitmeliyim. Open Subtitles أريد الذهاب إلى سجنٌ اَخر.
    Benim evimi de ileri güvenlikli bir hapishaneye çevirdin. Open Subtitles أخذتَ منزلي و حولته إلى سجن ذو حماية عالية
    1994'te Kamboçya'da bir hapishaneye gittim 12 yaşında bir çoçukla tanıştım işkenceye maruz kalmıştı ve avukat verilmesine de karşı çıkılmıştı. TED عام 1994، ذهبت إلى سجن في كمبوديا، وقابلت صبي عمره 12 عاما تم تعذيبه وتم حرمانه من المحامي.
    Onu tıktığım hapishane çürüyene kadar içerde tutacağım, ve sonra başka bir hapishaneye nakledip oranın da çürümesini bekleyeceğim. Open Subtitles سوف أضعة فى السجن حتى يتعفن الحبس فوقة ثم سأنقلة إلى سجن أخر وأدع السجن يتعفن
    Arkadaşlarım beni gizli bir hapishaneye tıktıklarından biraz hamlaştım Open Subtitles حسناً , لقد أصبحت ضعيفاً قليلاً عندما قام رفيقي بحبّسي في سجن سري
    Sizi İç Güvenliğe teslim edeceğim... ve tehlikeli hayvanlar için yapılmış bir hapishaneye atılacaksınız. Open Subtitles ساُسلمكم الى الأمن الداخلي وسوف يزجون بكم في سجن حديقة الحيوانات الخطره
    Zod'u sıradan bir hapishaneye koyamazdım, değil mi? Open Subtitles لم أستطع وضع زود في سجن منتظم، أليس كذلك؟
    Onu Su Chou yakınlarında, Çin'in doğusunda çok güvenli bir hapishaneye götürdüler. Open Subtitles وتم سجنها فى سجن مكثف الحراسة بالقرب من" سو تشو" شرق "الصين".
    Beni asla salmayacaklarını biliyorum, ama evim Kentucky'de bir hapishaneye nakledilmek isterim, böylece Bluegrass'teki tepeleri yeniden koklayabilirim. Open Subtitles أنا أعلم أنه لن يتم إطلاق سراحي أبدا، لكن أود بنقلي إلى الوطن لسجن في (كنتاكي)
    Bogotá'daki geçici bir hapishaneye nakliniz için size eşlik etmek için geldim. Open Subtitles (لدي أوامر بنقلك إلى سجنٌ مؤقت في (بوغوتا
    Burada hapishanedeki koruma işleri için haraç aldığını ve Walton'un seni daha yüksek güvenlikli bir hapishaneye transfer etmeyi plânladığını biliyoruz. Open Subtitles وأعلم أنّكَ تقوم بإبتزاز المسجونين هنا في (كارسون)، وأنّ (والتون) كان يخطط لنقلكَ إلى سجن ذو أمن عالي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more