"bir hastane" - Translation from Turkish to Arabic

    • مستشفى
        
    • مشفى
        
    • المستشفى في
        
    • مُستشفى
        
    Eğer fark etmediyseniz söyleyeyim, bir hastane dolusu maymun stajyerimiz var ve sizin göreviniz, onların yaptıkları hataları yakalamak. Open Subtitles إذا لم تلاحظا لدينا مستشفى واحد مليء بالقردة المتدربين و خبر عاجل عملكم أن تلتقطوا أياً كان ما يرمون
    Belki de denize açılıp hastalıktan uzak bir yerde güvenli bir hastane kurmuşlardır. Open Subtitles ربما لإنشاء مستشفى آمن بعيدا عن الشاطئ هذا ما طرأ ببالي، يا سيدي
    Sabah işe gelip Hindistan'da bir hastane kurmaya karar veren üç adamla çalışıyorsunuz. TED أقصد، أنت تأتي إلى العمل في الصباح الباكر، و أنت تعمل مع ثلاث أشخاص يقررون فجأة بناء مستشفى في الهند.
    Aman Tanrım. Pekâlâ, beş sokak ötede bir hastane var. Open Subtitles يا إلهي، حسناً، هنالك مشفى على بعد 5 مجمّعات سكنيّة
    Bakın beyefendi, kendinizi iyi hissetmiyorsanız ilerideki kasabada bir hastane var, oraya gidin. Open Subtitles إسمع يا سيدي إذا كنت تشعر أنك لست على ما يرام عليك أن تذهب إلى المستشفى في المدينة المجاورة
    Bildiğin gibi ilk olarak ilaçlar, sonra kayıp ruhlarla dolu bir hastane. Open Subtitles يبدأون بالعقاقير المُخدرة, ثُمَّ مُستشفى ملىء بالأرواح الضائعة.
    Bütçesi 50 ya da 100,000 dolara mal olan bir makineyi kaldıracak bir hastane olması gerekiyor. TED تحتاج مستشفى تسمح ميزانيته بدعم آلة واحدة تكلف بين ال 50 ألف و 100 ألف دولار.
    bir hastane koğuşu için 20.000 pound bağışlarsanız o zaman adınız hayırsever olur. TED ادفع ٢٠،٠٠٠ جنيهاً للتبرع لجناح في مستشفى و هنا تسمى محسناً
    Muhtemelen, Japonya'da bir hastane, yeni donanım edindikten sonra eskilerini Nepal'e bağışlamıştır. TED ربما ما حدث في مستشفى في اليابان أنهم طوروا معداتهم وتبرعوا بالقديمة إلى نيبال.
    Basit, alana özel tasarımlar iyileştiren bir hastane yaratabilir. TED التصاميم البسيطة المرتبطة بمكان معين بحد ذاته يمكنها خلق مستشفى يعالج المرضى.
    bir hastane çalışanı bana amacının hastaları iyileştirmek olduğunu söyledi. TED قيّم مستشفى أخبرني أن هدفها هو شفاء المرضى.
    Bir de ölmüş bir adama fatura yazmaya devam eden bir hastane var. TED وكان هناك مستشفى استمرت في جعل شخص ميت يدفع الفواتير.
    Bu kentte ise yalnızca tek cerrahlı bir hastane var. Cerrah Dr. Soraya bunun için çok çalışıyor. TED ويوجد في هذه المدينة مستشفى بها جرّاح واحد يعمل جاهدًا لتوفير هذه الرعاية الصحية، الطبيبة سورايا.
    Haiti'de sol tarafı gösteren bu haritaya bir göz atın, bu hastane aslında bir hastane gemisi. TED وهاييتي، هناك خارطة تعرض على الجانب الأيسر هناك، ذلك مستشفى، في الواقع تلك رقاقة مستشفى.
    En iyi ihtimalle böyle bir hastane odası sadece sönük olarak tanımlanabilir. En kötü haliyle ise TED على الأفضل، غرفة مستشفى مثل هذه يمكن وصفها أو نبذها بأنها غير ملهمة.
    Yeni bir hastane açıyorlar. Open Subtitles أخي هناك ، هناك وظيفة في مستشفى جديد و هم يريدوني معهم
    Oraya giremezsiniz, burası bir hastane. Open Subtitles .لا يمكنك أن تذهب الى هناك الأن, أنت في مستشفى
    Şu anda bir hastane gemisindeyim. Bağırsaklarım dışarı çıkmış durumda. Open Subtitles .أنا في مشفى السفينة الآن .أعاني من ألم في أحشائي
    Haiti'de olduğu gibi, yeni bir hastane kolera salgınına çare olabilir miydi? TED مثلاً في هايتي حيث سألنا إذا كان هناك مشفى جديد يمكنه أن ينهي وباء الكوليرا
    Anlıyorum; ama burası bir hastane, bağırma lütfen. Open Subtitles أرجوكم ، أتفهم هذا. هذا مشفى. أتسمحون من فضلكم أن تخفضوا من أصواتكم؟
    O zaman annesinin bu geceyi çıkartamaması riskine karşı neden ona özel bir hastane ziyareti izni ayarlamadın? Open Subtitles فلماذا لم ترتب حضورها إلى هنا ؟ في إجازة خروج إلى المستشفى في حالة إن لم تنجو أمها حتى آخر المساء ؟
    Bildiğin gibi ilk olarak ilaçlar, sonra da kayıp ruhlarla dolu bir hastane. Open Subtitles يبدأون بالعقاقير المُخدرة, ثُمَّ مُستشفى ملىء بالأرواح الضائعة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more