"bir hayatta" - Translation from Turkish to Arabic

    • في حياة
        
    • في حياةٍ
        
    • فى حياة
        
    Bir an farklı bir hayatta küçük bir kızla birlikteyim. Open Subtitles في لحظة واحدة أكون مع فتاة صغيرة في حياة مختلفة
    Hoşçakal fıstık. Başka bir hayatta görüşürüz. Open Subtitles لتنعم بسلام أيها المزارع الجنوبي ألقاكَ في حياة أخرى
    Başka bir hayatta bu çok hoşumuza giderdi. Open Subtitles أنا آسف في حياة أخرى أو كون موازي كنا سنحب هذه العلاقة؟
    Tamam, ikimizin de zalim ve meşhur birer hovarda olduğu bir hayatta görüşürüz. Open Subtitles حسنا , سأراك في حياة أخرى عندما نواجهه الظلم والقهر
    Seninle başka bir hayatta karşılaşmak için her şeyimi verirdim. Open Subtitles لكنت أضحي بكلّ ما لديّ، لأتعرف إليكِ في حياةٍ آخرى.
    Sizinki gibi kısa bir hayatta bile pek çok gizem ve yanıtlanamaz sorular vardır. Open Subtitles هناك العديد من الأسرار والعديد من الأسئلة بلا إجابات، حتى فى حياة قصيرة مثل حياتك
    Tepelerin ardına bakıp, başka bir hayatta peki ya kovboy olmasaydım diye düşünürken Ben'in bir yanı, erkeğinin gereken ölçüleriyle ilgili bu kadar katı olmayan bir arkadaşının olmasını dilerdi. Open Subtitles ,ناظرا إلى التلال .يتساءل إذا ما كان في حياة سابقة راعي بقر جزء من بن تمنى لو أن فران
    Ben buradayım, yeni bir hayatta, ve sen hala eski şarkıları söylüyorsun. Open Subtitles ... ها أنا ذا في حياة جديدة وأنت لا زلت تتغنى بالماضي
    - Hesabınızı ben öderim. Hiç de lafı dolandırmıyor. Bak, beyefendi, belki başka bir hayatta. Open Subtitles هذا الشخص لا يختبئ خلف الشجيرة اسمع سنيور، ربما في حياة مختلفة
    Keşke seninle farklı bir hayatta tanışsaydık, Frank. Open Subtitles أتمنى لو كنا تقابلنا في حياة أخرى يا فرانك.
    -Bol şans kardeş. Başka bir hayatta görüşürüz. Open Subtitles حظاً موفقاً ، أراك في حياة أخرى ، حسناً ؟
    O şehire, işlerimize hapsolup kalmıştık. İstemediğimiz bir hayatta hapsolup kalmıştık. Open Subtitles كنّا محاصرَين في وظيفتينا وتلك المدينة، وكنّا سنحاصر في حياة لم نردها
    O şehire, işlerimize hapsolup kalmıştık. İstemediğimiz bir hayatta hapsolup kalmıştık. Open Subtitles كنّا محاصرَين في وظيفتينا وتلك المدينة، وكنّا سنحاصر في حياة لم نردها
    Bilemiyorum dostum, başka bir hayatta belki de sen oldukça iyidir avukat olabilirsin. Open Subtitles لا أدري يا رجل، في حياة أخرى... كنت ستكون نذلاً من الدرجة الأولى.
    Öncedendi, başka bir hayatta. Open Subtitles لقد كان كذلك في حياة غابرة قلبي كان مفتوح
    Aslinda agaclara karsi bir bagim vardir,oyle ki : Belki baska bir hayatta bir kus bile olmusumdur. Open Subtitles في الواقع ، لدي بعض التشابه مع الأشجار أعتقد أني كنت طائر في حياة أخرى
    Başka bir hayatta harika bir kaşif olabilirdiniz. Open Subtitles في حياة اخرى, لكنت جعلتِ من نفسكِ مستكشفة ناجحة.
    Başka bir hayatta olsak, bir bebeğim olmasını çok isterdim. Open Subtitles في حياة أخرى, كنتُ قد أرغب بأن أحظى بطفل
    Başka bir hayatta müzisyen olabilirdim. Open Subtitles كنتُ لأغدو موسيقيّاً في حياةٍ أخرى يا سيّدتي.
    Başka bir hayatta müzisyen olabilirdim. Open Subtitles كنتُ لأغدو موسيقيّاً في حياةٍ أخرى يا سيّدتي.
    Benimki gibi durgun bir hayatta kendimi eğlendirmek evrimsel bir mucizedir. Open Subtitles بأن تستمع الى نفسك فى حياة راكدة كحياتى أستطيع أن أسلى نفسى دائما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more