| Bu teklif yapılınca bana, Tanrı'nın bir hediyesi olarak gördüm bunu. | Open Subtitles | عندما عرضوا ذلك علي ظننت هدية من الإله أتت من العدم |
| Yeni İtalyan büyükelçisinin sana bir hediyesi var. | Open Subtitles | السفير الايطالى الجديد لدية هدية من اجلك من؟ |
| Eskrim KıIıcı) Sevgili milyoner çapkınımızın bir hediyesi sanırım. | Open Subtitles | أفترض أنه هدية من مليونيرنا اللعوب المفضل |
| Bu Buluta bağlı kalarak iç dünyasında neler döndüğünü anlayabilirsin. - Bilemiyorum. - Bu, sana tanrıların bir hediyesi. | Open Subtitles | بمشاركتك في تلك السحابة يعطيك رؤية كاملة لعالمها الداخلي هذه هبة من الرب |
| Galiba kendi kendini kandırma da doğal seçilimin bir hediyesi. | Open Subtitles | أفترض أن خداع الذات هبة من الانتخاب الطبيعيّ بدورها. |
| Tanrının bir hediyesi. | Open Subtitles | انها هبة |
| Ailem aslında bir çocuk istemiyormuş, ancak ben olmuşum ve annem her zaman Tanrı'nın bir hediyesi olduğumu söylerdi. | Open Subtitles | وقد توقف والداي عن الإنجاب بعد ولادتي لذا كانت أمي تعتبرني هدية الله |
| Bu zafer Romalıların, Britanya Halkına bir hediyesi olacak. | Open Subtitles | هذه الغزوة هدية من الشعب الروماني إلى سكان بريطانيا الأصليين |
| Yönetimimi yapabilmem için iblisin bir hediyesi, spiritüel yoldaşım. | Open Subtitles | هدية من الشيطان ليكون برفقتي رفيقي الروحي |
| Şehir dışındaki dostların bir hediyesi. | Open Subtitles | إنه هدية من أصدقاء من خارج المدينة. |
| Şu kanallara bak. Allahın bir hediyesi olmalı. | Open Subtitles | انظر لكل هذه القنوات إنها هدية من الرب |
| Bu tanrının bir hediyesi, Rick. | Open Subtitles | وكأنك تستغل المأساة " هذه هدية من الله " ريك |
| Lizzie'nin Croatoan'un bir hediyesi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأن ليزي نوعا ما هدية من كروتون |
| Bu Tanrı'nın bir hediyesi. Reddetmek yanlış olurdu. | Open Subtitles | أن هذه هدية من الرب من الخطأ رفضها، |
| Bence çok değerli. Bence Tanrı'nın değerli bir hediyesi. | Open Subtitles | أعتقد أنه هبة، هبة من الله |
| Dirilişin bu suyun bir hediyesi değildi, kendi iradenin gücüydü. | Open Subtitles | عودتك للحياة لم تكُن هبة من هذه المياه {\pos(190,220)} بل بالأحرى كانت صنيعة إرادتك. |
| Gücüm tanrıların bir hediyesi. | Open Subtitles | قوتي... هي هبة من الآلهة ... |
| Bu yüzden ben buna Tanrının bir hediyesi derim. | Open Subtitles | لهذا أقول "هبة من الله". |
| Tanrının bir hediyesi. | Open Subtitles | انها هبة |
| Ailem aslında bir çocuk istemiyormuş, ancak ben olmuşum ve annem her zaman Tanrı'nın bir hediyesi olduğumu söylerdi. | Open Subtitles | وقد توقف والداي عن الإنجاب بعد ولادتي لذا كانت أمي تعتبرني هدية الله |