| Her korumaya bir inci. Caddelerdeki gizli panel boyunca onu, güvenli bir yere yerleştirin. | Open Subtitles | لؤلؤة لكل حارس لكى يقوموا بإخراجه بأمان خلال الباب السرى إلى الشوارع |
| Beyler, savaşın dalgaları tarafından kıyıya savrulan bir inci parçası. | Open Subtitles | لؤلؤة صغيرة قذف بها بحر الحرب إلى الشاطيء |
| Ve sonunda paha biçilmez bir inci olur ve senin gibi güzel bir kızın boynunu süsler. | Open Subtitles | الذي يصبح في نهاية المطاف لؤلؤة غالية الثمن معلق حول عنق فتاة جميلة مثلك |
| Pembe bir inci mi? Nereden buldun bunu? | Open Subtitles | لؤلؤه ورديه؟ |
| Pembe bir inci mi? | Open Subtitles | لؤلؤه ورديه؟ |
| Çok güzel, fevkalade bir kolyedeki bir inci tanesidir. | Open Subtitles | لتر فقط اللؤلؤ آخر في كبيرة، وقلادة عجيب. |
| Domuza takılan bir inci, inci değildir. | Open Subtitles | عقد من اللؤلؤ على الخنازير لن يبدو امر صحيحا على الإطلاق |
| Hikâyenin sonunda elinde bir bıçak ve kollarında karısını cesediyle bir inci dağının üzerinde oturuyor. | Open Subtitles | وفى نهاية القصة ، يجلس على جبل من اللألىء وفى يده سكين غارقة فى الدم وزوجته على يده |
| Bütün bunlar bir inci gibi.. | Open Subtitles | كل هذه لؤلؤية |
| Venedik'in bir zamanlar ihtişamlı güzel, değerli bir inci olduğu hakkında. | Open Subtitles | يتحدث عن أن البندقية قد كانت ذات مرة الحقيقة الأكثر عظمة, لؤلؤة متميزة جدا. |
| Uzak adadan yüzerek kayalıktan doğal bir inci toplayıp geri dönen ilk adam, kazanan olarak beyan edilmiş olacak. | Open Subtitles | أولّ رجل يسبح إلى الجزيرة البعيدة و يحصل على لؤلؤة طبيعية من الشُعب المرجانيّة و يعود، سيُعلن فائزا |
| Sonsuz sevginin bir belirtisi olarak prensese siyah bir inci vermek için bir gökkuşağı üzerinde yeryüzüne indi. | Open Subtitles | الذي نزل إلى الأرض على قوس قزح ليُعطي لؤلؤة سوداء للأميرة كدليل على حبه الأبدي. |
| Ders icabı ona bir inci verdim." Anladım. | Open Subtitles | اعطيته لؤلؤة كجزء من تعلم الدرس |
| Bedenimde saklı bir inci var senin işin onu bulmak olacak. | Open Subtitles | فى جسدى توجد لؤلؤة مخبأة... مهمتك هى أن تجدها. |
| Ona 350.000 dolar değerinde bir inci kolye verdi. | Open Subtitles | لقد اعطاها عقد من اللؤلؤ يقدر ب 350 الف دولار |
| Ve ... bu tür gibi bir istiridye bir inci yapar bir kum tanesi dışında . | Open Subtitles | هذا يشبه المحار الذى يصنع اللؤلؤ من حبيبات الرمل |
| Hikayenin sonunda adam bir inci dağında elinde kanlı bir bıçakla karısının ölüsünü kollarında tutarken görünüyor. | Open Subtitles | وفى نهاية القصة ، يجلس على جبل من اللألىء وفى يده سكين غارقة فى الدم وزوجته على يده |