| Hakimin karşısında iyi bir intiba bırakmana yardım eder diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيمنحك إنطباعاً جيداً لدي القاضي |
| Jason iyi bir intiba bıraksa da ailesini tanımıyoruz. | Open Subtitles | جايسون ترك إنطباعاً جيداً ولكننا لم نقابل عائلته حتى الآن |
| İyi bir intiba bırakmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه يود أن يترك إنطباعاً . جيد |
| Kızın ailesini etkilemeliyim, iyi bir intiba bırakmalıyım. | Open Subtitles | يجب ترك انطباع لدى والديها يجب ترك انطباع جيد |
| Başka yerlerdeymişsin gibi bir intiba edindim. | Open Subtitles | ينتابني انطباع بأنّك لا تمانع هذا كثيراً |
| Odadan çıktığında ise ya bizde sağlam bir intiba bırakacaksın ya da her gün bu koridordan geçip giden unutulmuş kızlar denizinde kulaç atacaksın. | Open Subtitles | عندما تخرجين من هذه الغرفة كذلك سوف تتركين انطباع دائماً أو يذبُ في بحر من آلاف الفتيات المنسيين الذين مرو عبر هذه القاعات كل يوم |
| İlk olarak hangisi benim odam bilmiyorum ikinci olarak da iyi bir intiba oluşturmak istiyorum ve bu garip kaçar. | Open Subtitles | أولاً، لا أعرف أيّ غرفة ستكون لي وثانياً، سيكون غريباً وأريد أن أترك إنطباعاً جيّداً |
| Henüz bir intiba bırakmadın mı? | Open Subtitles | ماذا إن كنت لم تترك إنطباعاً جيداً بعد؟ |
| Ama diyebilirim ki, üzerinde sıkı bir intiba bırakmışsın! | Open Subtitles | ! أود أن أخبرك بأنك تركت إنطباعاً |
| İyi bir intiba bırakmam için iyi bir şans. | Open Subtitles | هذه فرصة لترك انطباع جيّد |
| Xo'da farklı bir intiba uyanmıştı... | Open Subtitles | حصلت (زو) على انطباع واضح أن... |