Hidrojen gazı seviyesi çok yüksek. Tek bir kıvılcım ve reaktör patlar. | Open Subtitles | مستوى غاز الهيدروجين عالي شرارة واحدة والمفاعل سينفجر |
En ufak bir kıvılcım ya da ateş bizi cehenneme yollar. | Open Subtitles | اقل شراره او نار يمكن ان ترسلنا الى الجحيم |
bir kıvılcım... tüm bu beton yığınını sakıza çevirir. | Open Subtitles | وبشرارة واحدة كان من الممكن أن يتحول هذا المكان إلى علكة مضغ |
Tetiğe bastığında, patlamaya neden olur, yani bir kıvılcım olur ki bu da benzine bulanmış bir adamın düşünmesi gereken bir şeydir. | Open Subtitles | حينما يضرب القلم المشط جاعلاَ القذيفة تنفجر .. بمعنى مما يعني أن هنالك شرارة يجب أن تقلق رجلاَ مبتلاَ بالجازولين |
Bir gece gökyüzüne baktığında bir kıvılcım ile gökyüzünü alevler içinde görürsün. | Open Subtitles | ويوما ما تنظر على شرارة واحدة تشعل السماء |
Belki size duygusuzca geliyor olabilir ama böyle bir kıvılcım, savaş bile başlatabilir. | Open Subtitles | ربما هذا يبدو قاسي لك ولكن هذا هو نوع من الشرارة التي يمكن أن تشعل حربا |
Şaşkın ama boyun eğmemiş bir şekilde orada dururlarken bir şey oldu ve, beyinlerinde çakan bir kıvılcım, ...sonunda onları aydınlattı. | Open Subtitles | لقد اكتفوا بالوقوف مرتبكين، لكنهم لم يستسلموا حتى أتت تلك الشرارة في عقولهم وأنارت لهم تفكيرهم |
Dün gece onu öptüğümde önceki gibi bir kıvılcım hissetmedim. | Open Subtitles | ليلة البارحة عندما قبّلتها... لم أشعر بشرارة العاطفة كذي قبل. |
Kitabınızı bitirdikten sonra bende bir kıvılcım oluştu ve elime geçen her şeyi okumaya başladım. | Open Subtitles | بعد أنْ انتهيت من قراءة كتابك، أحسستُ أنّه أوقد شرارة في داخلي، وأخذتُ أقرأ كل شيء تطاله يدي. |
Limuzinde tek bir kıvılcım patlamaya neden olabilir demiştin. | Open Subtitles | أنت قلت في سيّارة الليموزين أنّ شرارة واحدة قد تتسبّب في إنفجار. |
Geriye kalan gazı patlatmaktı... tek bir kıvılcım yeterdi, mesela sigaradan gelecek olan bir kıvılcım. | Open Subtitles | لم يتطلّب الانفجار... إلا شرارة واحدة... ، من سيغارة مثلاً. |
Onun... şey... ..arasında bir tür bağ, anlarsın ya, veya bir elektriklenme, bir kıvılcım. | Open Subtitles | ...اذا كانت ...انت تعرفين ، نوع من الارتباط او الكمياء او شراره |
Her bir kıvılcım, beynimde binlerce kez yankılanıyordu. | Open Subtitles | كل شراره كانت تولد ألف صدي في عقلي |
Ben sadece farklı birşey arıyorum, bir...kıvılcım bize bunun olabileceğini gösterecek. | Open Subtitles | لا انا انا ابحث عن شيءٌ ما عن شراره |
Bir taş bir heyelanı başlatır. bir kıvılcım bir bozkır ateşini alevlendirebilir. | Open Subtitles | بحجر واحد تبني البنايات وبشرارة واحدة تشتعل النار في الهشيم |
* Çünkü bir kıvılcım var sende * | Open Subtitles | ♪ لأنه هنالك شرارة بكِ ♪ |
Bunlara akım verirsen güzel bir kıvılcım elde edersin. | Open Subtitles | ،أوصلي تيار لهم ،ستحصلي على شرارة ليست سيئة |
Belki size duygusuzca geliyor olabilir ama böyle bir kıvılcım, savaş bile başlatabilir. | Open Subtitles | ربما هذا يبدو قاسي لك ولكن هذا هو نوع من الشرارة التي يمكن أن تشعل حربا |
Hayatına anlam veren aklımdaki bir kıvılcım değilmiş gibi. | Open Subtitles | ليس وأن تلك الشرارة في عقلي" التي أعطتَك معنى الحياة" |
İşin aslı, ona karşı gerçek manada bir kıvılcım asla hissedemedim. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنني... لم أشعر بشرارة العاطفة معها, تعلمين. |
Yok bir kıvılcım bile ortada | Open Subtitles | ولا يوجد شرارة في الأفق |