bir kaşık uzay balı, acıyı hafifletmeye iyi gelir derler. | Open Subtitles | يقولون أن ملعقة من عسل الفضاء تساعد على تخفيف الألم |
Harika patates kızartıyor ve sadece bir kaşık yağa ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | انه يقلي شرائح البطاطة و يستخدم لذالك ملعقة صغيرة من الزيت |
Her sabah bir kaşık dolusu böbrek tozu böbrek sorunlarınızı halleder. | Open Subtitles | ملعقة من مسحوق الكلى كل صباح تزيل كل مشاكل الكلى نهائياً |
Sadece ufak bir kaşık aldım, o kadar. | Open Subtitles | إنها قضمة واحدة مجرد قضمة واحدة صغيرة ، هذا كل شيء |
Bana, sanki o bir kaşık ve ben de tabaktaki dondurmaymışım gibi bakıyor. | Open Subtitles | هو ينظر الي كأنه الملعقة وأنا طبق المثلجات |
Bir kek, üstüne bir kaşık sade dondurma ve iki kaşık istiyoruz. | Open Subtitles | أظن أننا جاهزان للحلوى. سوف نطلب كعكة براوني, مع مغرفة واحدة من الفانيلا |
Üç gün boyunca ölü bir adamın yanında uyudum, sırf onun payı olan bir kaşık küflü ekmeği almak için. | TED | نمتُ بجانب جثة رجل ميت لمدة ثلاثة أيام، للحصول فقط على حصته من ملعقة خبز متعفن. |
bir kaşık az ise yaşamdan bir eksilmesi demek. | Open Subtitles | فإذا نقصت من الحساء ملعقة فقد نقص من العمر يوم. |
bir kaşık dolusu şeker, ilacı yutmanıza yardımcı olur | Open Subtitles | فقط ملعقة من السكر تساعد على قبول الدواء |
bir kaşık dolusu şeker ilacı yutmanıza yardımcı olur | Open Subtitles | فقط ملعقة صغير من السكر تساعد على قبول الدواء |
bir kaşık dolusu şeker, ilacı yutmanıza yardımcı olur | Open Subtitles | ملعقة صغيرة من السكر تساعد على قبول الدواء |
Eline bir kaşık alır, bununla kendine ortamda bir gerekçeyle gezinmekte olan bir hostes havası verir, ve hızlıca koridordan uçağın sonuna doğru ilerler. | Open Subtitles | و قام بأخذ ملعقة لإعطاءه الإنطباع بأنه مضيف و أسرع خلال ممر الطائرة |
Yarım kaşık şeker, bir kaşık süt ve biraz krema, işte kahven hazır. | Open Subtitles | نصف ملعقة شاي من السكّر، ملعقة واحدة الحليب، قطعة القشدة. قهوتك |
Yarım kaşık şeker, bir kaşık süt ve biraz krema, işte kahven hazır. | Open Subtitles | نصف ملعقة شاي من السكّر، ملعقة واحدة الحليب، قطعة القشدة. قهوتك |
Cinayet silahı oymuş. Adamı öldürmek için bir kaşık kullanmış. | Open Subtitles | هذا هو سلاح الجريمة لقد استخدم ملعقة لقتل الرجل |
bir kaşık daha getir. | Open Subtitles | أحضرى لى ملعقة أخرى هذه الواحدة غير نظيفة |
Sadece ufak bir kaşık aldım, o kadar. | Open Subtitles | إنها قضمة واحدة مجرد قضمة واحدة صغيرة ، هذا كل شيء |
- Sonra da bir kaşık dolusu olduğumu söyledi. | Open Subtitles | - وبعد ذلك قالت أنا هذه الملعقة الكبيرة. |
Okuldan sonra yediği bir kaşık dondurmadan bahsediyor. | Open Subtitles | إنّها تخص مغرفة من المثلجات بعد المدرسة. |
Bir fincan un ve bir kaşık yağ için. | Open Subtitles | للحصول فقط على كوب من الطحين وملعقة من الشحم |
Cinayet silahı oydu. Adamı öldürmek için bir kaşık kullandı. | Open Subtitles | هذا هو سلاح الجريمه لقد استخدم ملعقه لقتل الرجل |
bir kaşık şekeri unuttun. | Open Subtitles | غفلت بشأن إضافة مقدار صغير من السكّر. |
Girin. bir kaşık alın. | Open Subtitles | أمسكا بالملعقة , وحركا ما في هذا القدر |
İçtiğim kahveme bir kaşık şeker de eşlik etti. | Open Subtitles | وشربت فنجاناّ من القهوة بملعقة سكر واحدة |