"bir kabuk" - Translation from Turkish to Arabic

    • قشرة
        
    • قوقعة
        
    • أنُتم تحملون حمولات
        
    • مادرونا
        
    • الصدفة التي
        
    • قذيفة
        
    • القوقعة
        
    Bütün bağırsakları, geriye zürafa derili döşemede oturan boş bir kabuk bırakarak dışarı çıktı. Open Subtitles لقد تناثرت أشلائه بالكامل تاركةً خلفه قشرة فارغة جالسة هناك على المقعد ذو لون الزرافة
    Şu Gabrielle, geçmişinin farketmesi olmadan sadece boş bir kabuk. Open Subtitles هذه الـ " إابرييل " قشرة فارغة بدون إدراك لماضيها
    Benim etrafıma kabuklu yengeç ya da denizkızı göğsü gibi koruyucu bir kabuk inşa ettiniz ve artık sokaktaki adamla bağlantımı kaybettim. Open Subtitles أنشأتما حولي قوقعة كالتي تحمي السّلطعون أو ثدي الحوريّة والآن فقدت الصّلة مع المرء في الشّارع
    Benim yapmaya çalıştığım, söyleştiğim insanların kamusal kabuklarını kırıp gerçekten ortaya dökmek isteyebilecekleri şeyleri söyletmekti. İnsan ne kadar gözününde olursa o oranda kalın bir kabuk örer. TED كنت أحاول جعلهم يقولون ما في الأغلب يريدون البوح به، ليخرجوا من قوقعة شخصيتهم العامة تلك، و كلا زادت شعبية الضيف، كلما ترسخ وجود تلك الشخصية العامة الظاهرية.
    Boş bir kabuk? - Aynen. Open Subtitles أنُتم تحملون حمولات فارغة ؟
    Kocayemiş ağacından bir kabuk; Open Subtitles في الأطعم لحاء مادرونا
    20 ise, daha yüksek konumda bir nokta ile, alttaki sıfırı gösteren bir kabuk şekliyle yazılıyordu. Open Subtitles العشرين كانت نقطة بموقع مرتفع مع الصدفة التي بالاسفل تعني صفر
    Dokumasını düşünmeye başladım betondan yapılmış bir kabuk gibi havanın içeriye girmesine izin verecek deliklerle ışığa da, ama filitrelenmiş olarak. TED وبدأت في التفكير حول المنسوجات مثل قذيفة مصنوعة من الخرسانة بثقوب تسمح بدخول الهواء والضوء، ولكن بطريقة مصفية
    Avuç dolusu aynı resmi tekrarlayan bir sinema filminin üzerindeki bir kabuk. Open Subtitles القوقعة التي تُظهر صورة العاجز تُظهر ذات المجموعة من الصور
    Daha hafif olan malzeme yüzeyde sürüklenir ve katı bir kabuk oluşturur. Open Subtitles تنجرف المواد الأخف نحو السطح وتكوّن قشرة صلدة.
    Bu sadece bir kabuk ve ben seni o hapishaneden kurtarmak istiyorum. Open Subtitles . حسناً, إنها مُجرد قشرة . و أُريد تحريرك منها
    Yaklaşık 8 metre aşağıda bir kabuk var ve sonra... Open Subtitles هناك قشرة على بعد 20 قدماً بالأسفل وبعدها...
    Onları, silis fitotitler yani bu tohumları koruyan temiz, sert bir kabuk olarak tanımladım. Open Subtitles حسنا، وأنا عرّفتهم على أنّهم الـ"سيليكا فايتوليث" وهي قشرة حادة رقيقة وواضحة لحماية البذور
    Eğer Doom'un tahtla olan bağlantısını kesersek Yokedici etkisiz bir kabuk haline gelir. Open Subtitles .... إذا نكسر أتصال دووم إلى العرش المدمر سيصبح قشرة خامدة
    Bu sadece boş bir kabuk. Open Subtitles قوقعة فارغة
    Kocayemiş ağacından bir kabuk; Open Subtitles في الأطعم لحاء مادرونا
    Ne tür bir kabuk bu böyle ? Fındık bundan hoşlanmışmıdır? Open Subtitles ما نوع الصدفة التي بها جوزة مثل هذه ؟
    Bu durumda bir kabuk tasarımınız olur. Bu tasarım, daha etkili olan yeni bir tür aspiratör üretmek için kullanıldı. TED في هذه الحالة، لدينا تصميم قذيفة التي أُستخدمت لصنع نوع جديد من مراوح العادم، التي هي إلى حد كبير أكثر فعالية.
    Saat iki yönünde bir kabuk kırıcı var! Open Subtitles ثمة مُحطم القوقعة نحو اليمين!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more