Bilmiyorum. Yaşayacak. Ona sıcak bir kahve ile çorba yap. | Open Subtitles | لا أعلم ، سيعيش أحضرى له بعض القهوة والحساء |
Sabah ona bir kahve verirsin, tamam mı? | Open Subtitles | قدّمي لها بعض القهوة في الصباح، حسناً؟ لماذا هي ستنام في غرفة الجلوس؟ |
Bayan Fortune, tahmin ediyorum ki, size gerçekten bir kahve gerek. | Open Subtitles | تعال سيدتي فرتيون أعتقد أنكِ بحاجة الى فنجان قهوة |
Terlediğimde duş almaktan. bir kahve fincan ile... yataktan kaldırılmaktan. | Open Subtitles | آخذ دش عندما اكون حرانه وعندما استيقظ أخد كوب قهوة |
Hazır gitmişken bana da sade bir kahve getirir misin? | Open Subtitles | بينما أنت هناك, أحضرلى كوب من القهوة.مع ملعقتين من السكر. |
Gidip adam gibi bir kafeterya bulup gerçek bir kahve içelim mi? | Open Subtitles | هذه مريعة أتريدين أن نبحث عن كافتيريا ونحصل على قهوة حقيقيّة ؟ |
Endişelenmeyin Bay Lomax, size bir kahve yapıp ayıltacağız. | Open Subtitles | لا تقلق سيد لوماكس , سوف نصنع لك بعض القهوة لكي تصلح من حالتك |
- bir kahve içmek ister misin? | Open Subtitles | هل نذهب لتناول بعض القهوة ونتحدث ؟ كلا .. |
- bir kahve içmek ister misin? | Open Subtitles | هل نذهب لتناول بعض القهوة ونتحدث ؟ كلا .. |
Tanrım, eğer babamı hatalarımı konuşmak üzere bir kahve içmeye çağırsaydım herhalde bana gülerdi. | Open Subtitles | أعنى, ياإلهى لو دعوت والدى ليشرب معى فنجان قهوة للتحدث عن أخطائى, سوف يضحك كثيرا |
Bir Pulitzer Ödülü sana bir kahve aldırır. | Open Subtitles | بجائزة بوليستر و3.50دولار يمكنك الحصول على فنجان قهوة |
Eve dönmeden sana bir kahve ismarlayayim mi? | Open Subtitles | أتريد فنجان قهوة قبل أن تذهب لبيتك؟ لا مال في غرفته؟ |
Çantayı senden alacağım. Sen de kaçacaksın. Kendine bir kahve,bir de pizza ısmarlayacaksın. | Open Subtitles | وآخذ الحقيبة منك ، وأنت تهرب وتذهب لإحتساء كوب قهوة ، قطعة بيتزا |
Biliyor musun, sabahları iyi bir kahve içmek gibisi yoktur. | Open Subtitles | أتعرف، لا يُوجد شيء مثل كوب قهوة جيّد في الصباح. |
Bana bir kahve ve buzlu su getirir misiniz lütfen? | Open Subtitles | هلا تحضري لي كوب قهوة وبعض الماء من فضلك ؟ |
Ölen bir kadın önünde oturuyor, ve bir kahve bile ikram etmedin. | Open Subtitles | إمرأة تحتضر تموت امامك و لم تعرضي علي حتى كأسا من القهوة |
Galiba bir kahve içmeye gideceğim. | Open Subtitles | أعتقد أننى سأذهب لأتناول قدحاً من القهوة |
Gel sana bir kahve ısmarlayayım. Parkta biraz otururuz, ne dersin? | Open Subtitles | هيا الآن، سأعزمك على قهوة ولنجلس في الحديقة لبعض الوقت؟ |
O ne demek bilmiyorum ama ben bir kahve alacağım. | Open Subtitles | لا اعلم ماذا يعني هذا ولكني احتاج بعض القهوه |
Onun büyük, böbrek biçimli bir kahve masası var. Ona sadece bakmak beni hasta ediyor. | Open Subtitles | ان لديها هذه المنضدة للقهوة على شكل الكلية انها تثير ضيقى لمجرد النظر اليها |
Evet, o kadar votkadan sonra bir kahve iyi gelir diye düşündüm. | Open Subtitles | أجل، ظننت أنك ستحتاج لبعض القهوة بعد كل تلك الفودكا |
En azından bir kahve ısmarlasam, ya da Danca bir şey söylemeyi denesem? | Open Subtitles | دعيني على الأقل أن أدعوك لشرب القهوة أو أتجرأ وادعوك لعلاقة مع دينيماركي؟ |
Tom, gitmeden önce buradan bir kahve almalıyız. | Open Subtitles | مهلا ، توم، يجب أن نحصل على القهوة هنا قبل أن نذهب. |
Daha sonra Pilates'e giderken yolda bir kahve içer, ve bunlar her salı ve perşembe günleri tekrarlanır. | Open Subtitles | ثم أخذت كأس قهوة في الطريق الا بيلاتيس وهذا فقط الثلاثاء والخميس |
bir kahve alayım, lütfen. Ve geçen gün için özür dilerim. | Open Subtitles | سأطلب قهوة, من فضلك وأنا آسف على ذلك اليوم |
"Eskimiş bir çift çorap kirli bir kahve bardağı, ödenmemiş bir fatura şifoniyerde bir gözlük sevilmeyen Çarşamba'da sonsuza tek işaretli kalmış bir masa takvimi." | Open Subtitles | ألف زوج من الجوارب الممزقة قدح القهوة الملون وفواتير غير مسددة |
Seninle bir kahve daha içse manastıra bile gelir var ya. | Open Subtitles | قدح قهوة آخر معك ويحطّ بها الرحال في دير |
Sana bir kahve teklif ederim, Cross ama şeker, sinekleri başına üşüştürür. | Open Subtitles | كنت ساعزمك على قهوه , كروس.. ولكن السكر يجذب العديد من الحشرات |