Gus, Bayan Rexroth'un sadakatsizliğine dair bir kanıt ya da gösterge gördün mü? | Open Subtitles | جوس، أرأيت أي دليل أي إشارات فاضحة تدل على طيش السيدة ريكسروث ؟ |
Charles'ın ikisini de kullandığına dair hiç bir kanıt yok. | Open Subtitles | لايوجد هناك دليل على ان تشارلز قد فتح اي منهما. |
Bunun için bir kanıt yok. Sadece sana ben söyledim. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على قتلى لكاي أنت تعرف لأنى أخبرتك |
Dolaylı delillere rağmen, Tesla'nın fikirlerinin ya da planlarının Stratejik Savunma Girişimi'nde kullanıldığına doğrudan işaret eden bir kanıt yoktu. | Open Subtitles | على الرغم من الأدلة الظرفية لا يوجد دليل مباشر على أن أفكار أو خطط تيسلا استخدمت في مبادرة الدفاع الاستراتيجي |
Öyle bir kanıt varsa teslim olup polisten adını temizlemesini iste! | Open Subtitles | إن كان هناك دليلاً ، إطلب من الشرطه أن تعثر عليه |
Peki, herhangi birşey, oyuna getirildiğimi destekleyen herhangi bir kanıt. | Open Subtitles | أيّ شيء، أيّ دليل لدعم حقيقة أنّه قد أوقعَ بي |
İki kişi birbiriyle ilişkili vuruldu ama herhangi bir kanıt yok. | Open Subtitles | قتيلين مرتبطين في جريمة قتل، و لا يوجد لديك دليل واحد. |
Ablamın iyi olduğuna dair bir kanıt görene kadar da böyle olacak. | Open Subtitles | وحتى أحصل على دليل بأن شقيقتي بصحة جيدة سيقى الوضع كما هو |
Bu şekilde herhangi bir kanıt kabul etmek benim için hiç uygun olmaz. | Open Subtitles | ربما و من الغير مناسب لي أن أقبل أي دليل على هذه الطريقة |
Ama sen yapmadıysan sana karşı geçerli bir kanıt nasıl var olabilir? | Open Subtitles | ولكن إذا لم تفعلها كيف سيكون هناك أي دليل قوي ضدك ؟ |
Ve orada bir başkasının... ..yani senden başkasının bulunduğuna dair... ..bir kanıt bulamadık; | Open Subtitles | وليس هناك أي دليل على الإطلاق ان شخصا آخر كان هناك في الداخل |
Sadece birkaç tanesi cımbızlanarak alınır ve tüm bu deneyler bu çalışmalara dayandırılır, fakat bu geçerli bir kanıt oluşturmaz. | TED | لقد التقطوا كما قليلا فقط، وتستند كل هذه التجارب على تلك، ولكن ليس هناك دليل جيد على الإطلاق. |
Hatta bu suçlardan birini işlememiş olsa da ve her hangi bir kanıt olmasa bile o bu suçlarda taşımaya katıldı bunun anlamı, oluşturma ya da netice. | Open Subtitles | بالرغم من أنَّة لم يرتكبتْ أيّ من تلك الجرائمِ، وبالرغم من أنّةَ ليس هناك دليل بانة شاركَ في تَنفيذ تلك الجرائمِ، |
Bizim korkumuzda bir kanıt ve biz korkumuzdan kurtulmak zorundayız. | Open Subtitles | خوفنا هو آخر قطعة واحدة من الأدلة على ما حدث. |
Başka bir deyişle, bu olduğunu iddia ettiğiniz konuşmayı destekleyecek hiç bir kanıt yok. | Open Subtitles | من الناحية الآخرى، ليس هناك دليلاً لدعم هذه المحادثة الوهمية التي قمت بوصفها. |
Heykel uzun zamandır eriyor, bu yüzden herhangi bir kanıt muhtemelen yok olmuştur. | Open Subtitles | هذا الشيء كان يذوب طوال هذا الوقت، لذا أيّ دليل على الأرجح إنزلق. |
Yani, telefon kayıtlarına baktım, kredi kartı harcamalarını gözetledim, birçok yerde onu takip ettirdim... hiç bir kanıt bulamadım. | Open Subtitles | أقصد ، اننى كنت اتتبع بيانات هاتفه وبطاقاتة الإليكترونية وهذا فى مناسبات مختلفة ولكنتى لم اجد دليل واحد |
Babasının masum biri olduğuna dair bir kanıt bulduğumuzu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أننا عثرنا على دليل جديد يدل أن والدها بريء |
Hala Frank Bennett'le ilgili bir kanıt için... iz sürmek ve avlanmakla meşguldü. | Open Subtitles | ما زال يلاحق ويصطاد اي دليل حول مكان وجود فرانك بينيت |
Neyse, elimizde ne bir şahit ne de bir kanıt var hırsızlık olduğuna dair | Open Subtitles | إذآ , لا يوجد لدينا ضحايا ولا شهود فقط لدينا سرقة , بدون أي أدلة |
Net bir kanıt bulabilirsem öyle bir düşünce aklımdan geçti, evet. | Open Subtitles | قد خطرت الفكرة ببالي، نعم، إن وجدتُ دليلًا متينًا |
Masum olduğuna dair bir kanıt varsa peşinden gider misin? | Open Subtitles | وإذا كانت هناك أدلة تثبت أنه بريء، هل ستذهب خلفها؟ |
Çok değerli bir kanıt parçası var... bu dükkanın bir yerlerinde. | Open Subtitles | هناك قطعة دليل مهمة جدا.. بمكان ما بهذا المحل |
Tabii ki öyle. Ama bu kadar belirsiz bir kanıt yüzünden bir adamı suçlamaktan da nefret ederim. | Open Subtitles | بالطبع , بالطبع لكنني أكره أن أدين الرجل بالاعتماد على أدلة مبهمة |
Eğer çocuk onu ısırdıysa, üstçene ya da altçene kemiğinde veya dişlerinde bir kanıt olmalı. | Open Subtitles | إذا عضها الفتى، فيُجدر أن يكون ثمة دليل على فكه العلوي أو السفلي، أو أسنانه |