"bir karışımı" - Translation from Turkish to Arabic

    • مزيج من
        
    • خليط من
        
    • مزيج بين
        
    Krillitaneler de aynısı. Onların da fethettikleri ırkların bir karışımı. Open Subtitles هذا هو حال الكريليتين، فهم مزيج من الأجناس التي غزوها
    Yarattığım her çalışmada, kendi stilim olan kaligrafiti ile mesajlar yazarım -- kaligrafi ve grafitinin bir karışımı. TED في كل عمل أقوم به أكتب رسالة مع أسلوبي الخطي الخاص المكون من مزيج من الخط والكتابة على الجدران.
    Bu oda, umutsuzluk, ter ve ayak kokusunun garip bir karışımı gibi kokuyor. Open Subtitles فرائحته كرائحة مزيج من العرق, اليأس و الأقدام
    Bu aslında mısır nişastası, kırmızı gıda boyası ve çikolata şurubu bir karışımı. Open Subtitles في الواقع إنه خليط من نشاء الذرة، ملون طعام أحمر، و صلصة شوكولاتة
    Çocukluğumu kaçış ve tahammülün bir karışımı olarak geçirdim. TED لقد نجوت من تلك الطفولة عبر خليط من التجنب و الإحتمال
    Rachel, bu Gary Puckett ve Union Gap'ten "Genç kız" ve... 1980 Police klasiği "Bana çok yaklaşma"nın bir karışımı. Open Subtitles ريتشل , هذا مزيج بين يانج جيرل بواسطة جيري باكيت و ذا يونيون جاب و ذا 1980 بوليس كلاسيك,
    Diye sordum oldum ne Ben aşk yapmak hissediyorum. Bu enerji ile bir karışımı gibi Beni sineği diğer kişi yapar ve evren ile birleştirir. Open Subtitles انه مثل مزيج من الطاقة مع شخص اخر يجعلنى أطير
    Muhtemelen Amerikan ve Avrupa meşe fıçılarının bir karışımı. Open Subtitles ربما، مزيج من الويسكي الأمريكي والأوروبي
    Eğer bir ezginin rengi olsaydı, bu kırmızı ve pembenin bir karışımı olurdu. Open Subtitles إذا كان للحن لون سيكون مزيج من اللون الأحمر والوردي
    İki duygunun bir karışımı... üçüncü olduğumuz için hem mutlu hem de üzüntülüyüz. Open Subtitles و، نعم، بل هو مزيج من الاثنين معا، نحن سعداء وحزين أن وصلنا ثالث.
    Dünyanın en iyi doktorları ve psikiyatristleriyle bağımlılığın tehlikeleri hakkındaki röportajlarla müziğin bir karışımı. Open Subtitles مزيج من الموسيقى والمقابلات مع، أفضل علماء الفيزياء وعلماء النفس مناقشة مخاطر التبعيات.
    TS: Manyetik eserler yer çekimi ve manyetizmanın bir birleşimi , dolayısıyla herşeye yön veren iki dış kuvvetin bir karışımı. TED تي إس : الأعمال المغناطيسية هي مزيج من الجاذبية والمغناطيسية ، حتى انها نوع من خليط من هذه القوى المحيطة التي تؤثر على كل شيء.
    Bana o viski şişesine bakar gibi bakıyorsun korku ve kızgınlığın bir karışımı gibi. Open Subtitles تنظر لي كما كنت تنظر لزجاجة الـ (سكوتش) مزيج من الخوف والغضب
    Yalan ve dedikodunun bir karışımı sadece. Open Subtitles مزيج من تلفيق والشائعات.
    Aldığımız bilgilere göre kişiliklerinden biri, çalıştığı Philadelphia Hayvanat Bahçesi'nde bulunan hayvanların bir karışımı. Open Subtitles فالتقارير تشير حتى أن واحدة من شخصياته مزيج من الحيوانات المختلفة في حديقة حيوانات (فيلادلفيا)، حيث كان يعمل.
    Eroin ve fentanilin bir karışımı evinde bulundan iğnedekiyle aynı oranlarda. Open Subtitles إنه خليط من الهيروين و الفيتنالين نفس النسب الموجودة في الإبرة التي كانت في شقته
    Yani, deposunda 1600'lü yıllarda Avrupada üretilen ürünlerin harikulade bir karışımı bulunuyor. Open Subtitles لذا فإن شحنتها خليط من المنتجات الأوربية العجيبة من القرن الـ17.
    Ne yazık. Yüzün, güzelliğin ve hüznün bir karışımı. Open Subtitles يا لها من خسارة وجهك خليط من الجمال والمأساة
    Etrafı tatsız, beyaz hamurla çevrili heyecan verici tatların bir karışımı. Open Subtitles خليط من النكهات المثيرة المحاطة بالعجينة الرقيقة البيضاء.
    Benim ana vatanım Türkiye'nin tadı tatlıyla acının bir karışımı. TED نكهة وطني، تركيا، خليط من الحلو والمر.
    Evet bu, dokunuşlar ve parıltının bir karışımı. Open Subtitles لذا هو مزيج بين السحر و اللمس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more