| Gerçek ilaç olmadığını öğrendiklerinde belki hayal kırıklığına uğramışlardır ama bu bir kayıp değil. | Open Subtitles | ربما قد أصيبوا بخيبة أمل أنّهم لم يحصلوا على العقار الصحيح، لكن تلك ليست خسارة. |
| Tanrıya şükürler olsun bu tamamen bir kayıp değil. | Open Subtitles | إلحمد لله انها ليست خسارة كلية. الخمر؟ |
| Oh, bir kayıp değil. O da, rüyamı.. | Open Subtitles | ليست خسارة كبيرة كانت إحدى هؤلاء |
| Eminim ki annesi üzgündür ama o halk için çok da büyük bir kayıp değil haberlerin ve hödüklerin ne düşündüğü o kadar da önemli sayılmadı... | Open Subtitles | لكنه ليس خسارة للمجتمع بغض النظر عن ما تعتقد الأنباء وموقع ياهو |
| Çok büyük bir kayıp değil. İnsanların özleyeceği türden biri değildi. | Open Subtitles | أنه ليس خسارة كبيرة أنه ليس في قائمة الناس الذين نشتاق أليهم |
| Bu bir kayıp değil bir fırsat. | Open Subtitles | هذه ليست خسارة , إنها فرصة |
| Büyük bir kayıp değil. | Open Subtitles | إنها ليست خسارة كبيرة |
| Büyük bir kayıp değil gerçi. | Open Subtitles | ليست خسارة تامة , مع ذلك. |
| Benim için bir kayıp değil. | Open Subtitles | .هذه ليست خسارة في كتابي |
| Tam bir kayıp değil. | Open Subtitles | ليست خسارة كاملة |
| Büyük bir kayıp değil gerçi. | Open Subtitles | ليست خسارة تامة , مع ذلك. |
| - Ufak bir kayıp değil. | Open Subtitles | ليست خسارة صغيرة |
| Tamamen bir kayıp değil, diyorum. | Open Subtitles | -كلا، أقول أنّها ليست خسارة بالكامل . |
| Benim adamım kabul edilebilir bir kayıp değil. | Open Subtitles | رجل واحد ليس خسارة مقبولة. |
| -O önemli bir kayıp değil. | Open Subtitles | -ذلك ليس خسارة كبيرة |