Bu devasa mekanizmanın en tepesinde bir kişi vardı, Erich Mielke. | TED | على رأس هذا الجهاز الضخم، كان هناك رجل واحد، إريخ ميلك. |
Ve her zamanki gibi grup heyecanlıydı ama grupta bir kişi vardı ve bana oraya çıkamayacağını söylüyordu | TED | وكما جرت العادة، كان الفرقة متحمسة ولكن كان هناك رجل واحد في الفرقة الذي قال لي أنه لا يمكن أن يذهب إلى هناك. |
Burada sadece bir kişi vardı. | Open Subtitles | كان هناك شخص احد فقط هنا.. |
Burada sadece bir kişi vardı. | Open Subtitles | كان هناك شخص احد فقط هنا.. |
İkiyüzlü davranmasının zor olduğu yalnızca bir kişi vardı. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك ، كان هناك شخص واحد قد وجد عدم الإخلاص له صعب للغاية |
Bana yardım edebilecek tek bir kişi vardı. | Open Subtitles | وكان هناك شخص واحد يمكن أن يساعدني في حلها |
Karşısındaki engel her ne olursa olsun, yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece, dinlenmeyecek tek bir kişi vardı: | Open Subtitles | مهما كانت العقبات طالما كان هنالك أناس يبكون طالبين النجدة كان هناك رجل واحد لن يرتاح |
Orada benim dışımda yalnızca bir kişi vardı. O da McCartney'di. | Open Subtitles | لقد كان هناك رجل واحد أخر فى المنطقه مكارتينى |
Bu dünyada babamın korktuğu sadece tek bir kişi vardı Volkoff endüstrisine tehlike olabilecek tek bir kişi. | Open Subtitles | كان هناك رجل واحد أبى يخاف منه "التهديد الوحيد لصناعات "فولكوف |
Sırrını paylaşabileceği tek bir kişi vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجل واحد يمكنه مشاركته السر. |
Sadece bir kişi vardı burada... Böyle iri birisi. | Open Subtitles | حسناً، كان هناك رجل قد جاء إلى هنا... |
Orda yukardayken, öleceğimi sanıyordum, ama aklımda yanlızca bir kişi vardı. | Open Subtitles | عندما كنت بالأعلى هناك, و اعتقدت أننيّ كنت على وشك أن أموت, كان هناك شخص واحد فقط , كنت أفكر به. |
Doğrusu, oyun konusunda beni her zaman destekleyen sadece bir kişi vardı. | Open Subtitles | في الواقع، كان هناك شخص واحد فقط التي كانت دائما جدا داعمة لي القمار. |
Hala bitirmeyen bir kişi vardı. | Open Subtitles | فمازال هناك شخص واحد لم ينتهِ بعد تمامًا |
Oradaki portakalı ve Ruben'ı vuracak konumda bulunan tek bir kişi vardı. | Open Subtitles | هناك شخص واحد فقط قد يكون في الموقع بالتحديد " لإصابة البرتقالة و " روبين |
Hayatı boyunca sevdiği yalnızca bir kişi vardı. | Open Subtitles | كان هناك شخص واحد تُحِبَّهُ فقط |