bir kişiyi kurtarmak için Dünya'nın yok edilişine yardımcı olmak mı? | Open Subtitles | المساعدة في القضاء على العالم من أجل إنقاذ شخص واحد ؟ |
Güvenebileceğin tek bir kişiyi yanına alacaksın. Sadece bir kişi. | Open Subtitles | عليك أن تجد شخص واحد يمكنك الوثوق بهِ، فقط واحد. |
Güvenebileceğin tek bir kişiyi yanına alacaksın. Sadece bir kişi. | Open Subtitles | عليك أن تجد شخص واحد يمكنك الوثوق بهِ، فقط واحد. |
Katil olmak için bir kişiyi öldürmüş olman yeter, bebeğim. | Open Subtitles | فقط عليك ان تفتل شخصاً واحداً كي تكون قاتلاً ياعزيزي |
İki kişi yerine bir kişiyi mutlu etmek onun için daha kolay olmuştur. | Open Subtitles | من الأسهل لها أن تخدم شخصاً واحداً عن شخصين. |
Ya da- düşünün, bir kişiyi Harvard'a ... ...göndermek için bile... ...60,000$, değerinden çok fazla. | TED | أو فكر في أنها ,000 60 دولار أكثر من تكلفة إرسال شخص واحد لجامعة هارفارد أيضا. |
İnsanların yaptığı bir hata ömür boyu tek bir kişiyi sevmeleridir. | Open Subtitles | خطأ الناس يكمن في حب شخص واحد طوال حياتهم |
Onur, milyonlarca kişiyi öldürdür bir kişiyi bile kurtarmadı. | Open Subtitles | الشرف يقتل الملايين من الناس ولا يوفر شخص واحد |
Onur, milyonlarca kişiyi öldürdür bir kişiyi bile kurtarmadı. | Open Subtitles | الشرف يقتل الملايين من الناس ولا يوفر شخص واحد |
Ama ister inanın ister inanmayın... yeni koç Dick Vermeil sonunda bir kişiyi... ama sadece bir kişiyi davet etmeye karar verdi. | Open Subtitles | لكن صدق أو لا تصدق المدرب الأساسي الجديد ديك فيرميل قرر دعوة شخص واحد وشخص واحد فقط |
Biliyor musun? 100000 kişiyi inandırmak, bir kişiyi inandırmaktan daha kolay. | Open Subtitles | انت تعلمين انه من الاسهل جعل 100000 شخص ان يصدقوا اكثر من جعل شخص واحد |
Tüm dünyada bir kişiyi arıyormuş. | Open Subtitles | البحث في الكرة الأرضية بأكملها عن شخص واحد |
Sanırım hepimiz hemfikiriz ki, eğer bir kişiyi öldürmek,.. | Open Subtitles | وأعتقد أننا جميعا نتفق على انه اذا قتل شخص واحد |
En gurur duyduğum an, karı%17 arttırdığımda, ya da tek bir kişiyi kaybetmeden harcamaları kıstığımda değil. | Open Subtitles | أكثر لحظاتي فخراً هنا لم تكن عند زيادة الأرباح بنسبة 17 بالمئة أو عند تقليل النفقات دون طرد شخص واحد |
Ama ister inanın ister inanmayın... yeni koç Dick Vermeil sonunda bir kişiyi... ama sadece bir kişiyi davet etmeye karar verdi. | Open Subtitles | لكن صدق أو لا تصدق المدرب الأساسي الجديد ديك فيرميل قرر دعوة شخص واحد وشخص واحد فقط |
Bana, sadece bir kişiyi yakalamak için çok fazla zahmete giriyorsunuz gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو كأنه مشكلة كبيرة للقبض على شخص واحد |
Tek bir kişiyi kazanırken gördün. | Open Subtitles | رأيت شخصاً واحداً يفوز والآن ستعود وتلعب |
Stüdyoya zarar verirse, bir kişiyi bile bilet almaktan caydırırsa düzeltmem gerekir. | Open Subtitles | إن ضر الإستوديو، إن منع شخصاً واحداً من شراء تذكرة |
Acele edersem belki. Ancak zaten bir kişiyi öldürdüler. | Open Subtitles | ربما إن أسرعت، ولكنهم قد قتلوا شخصاً واحداً بالفعل |
Beş kişinin hayatı bir kişinin hayatına ağır basar, bu sonuca ulaşmak bir kişiyi öldürmeyi gerektirse bile. | TED | فحياة الخمسة أفراد تفوق حياة شخص واحد، حتى وإن اقتضى ذلك التضحية بشخص واحد لإنقاذهم. |