"bir koz" - Translation from Turkish to Arabic

    • بعض النفوذ
        
    • ورقة رابحة
        
    • ورقة ضغط
        
    • ورقة مساومة
        
    • ناكثي العهود
        
    • شيئاً ضده
        
    Tercümenin tamamını bitiremedim, bu da elimizde halen bir koz olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles لم أنهي الترجمة كاملةً، مما يعني أنه لدينا بعض النفوذ
    Daha sonra da onu konuşturmak için elimize bir koz geçer, ...belki de evi için arama izni çıkarttırabiliriz. Open Subtitles وبعد ذلك سيكون لدينا بعض النفوذ لنحصل على محادثته، ربما تحصل على أمر لمكانة
    En ufak şeyleri de, çünkü ona karşı bana bir koz lazım. Open Subtitles أي شيء , لأني أريد أن يكون لدي بعض النفوذ عليها
    Elimde bir koz olmadığı sürece sözlerini tutmayacaklardır. Open Subtitles لن يبرّا بوعدهما ما لَمْ تكن معي ورقة رابحة
    Elimde doğru bir koz bulundurmazsam yardım etmez mesela sevdiği kadının çocuğu gibi. Open Subtitles ما كان ليساعدنا إلّا إذا كانت لديّ ورقة ضغط مناسبة كطفلة الامرأة التي يحبّها على سبيل المثال
    Pazarlık için bir koz. Ve onsuz da hiç bir halt yapamayız. Open Subtitles انه ورقة مساومة و لا يمكنني فعلها الا بوجوده
    Eğer masanın üzerine bir koz koyamazsam sence bu yalancı, dönek maymunlar benimle pazarlık yaparlar mı? Open Subtitles تقول لي أن أتفاوض مع القردة المنبطحين، ناكثي العهود عندما لايكون هناك شيء للتفاوض عليه كل هذا هو مجرد هراء
    Belki ellerinde bir koz vardır. Şimdiye kadar kullanırlardı. Open Subtitles -لربما لديهم شيئاً ضده لكان استخدمه في الفترة الحالية
    Elimde bir koz olsa iyi olur diye düşünmüş o yüzden sürdümen ve ikinci kaptanına, demir almadan önce hazineyi saklamasına yardım etmesini söylemiş. Open Subtitles إعتقد أنه سيحتاج بعض النفوذ لذا كان معه أمين المخازن ورفيقه الأول
    Elinde sağlam bir koz olduğunda beni aramalıydın. Open Subtitles ينبغي عليك أن تتصل بي عندما يكون لديك بعض النفوذ الفعلي
    Eğer şanslıysak bir koz bulup onu Lee'in gözünden düşürebiliriz. Open Subtitles إذا نحن محظوظون سنجد بعض النفوذ... ... الذي يمكن ان نتصيد له من تدخل ليي
    Yalnızca bir koz arıyordum. Open Subtitles كنتُ ابحث عن بعض النفوذ فحسب.
    Ve şuan, bizim yurdun elinde bir koz var. Open Subtitles , و الأن في مهجعنا . هناك ورقة رابحة
    Tepkinize bakılırsa görünüşe göre elimde düşündüğüm gibi bir koz yokmuş. Open Subtitles سوى الانعكاس... يبدو أنّي لا أملك ورقة ضغط كما اعتقدت
    O adam tam bir koz. Open Subtitles أنّه ورقة مساومة جيّدة.
    Eğer masanın üzerine bir koz koyamazsam sence bu yalancı, dönek maymunlar benimle pazarlık yaparlar mı? Open Subtitles تقول لي أن أتفاوض مع القردة المنبطحين، ناكثي العهود عندما لايكون هناك شيء للتفاوض عليه كل هذا هو مجرد هراء
    Çünkü Gibbs'in elinde bir koz varsa ve bunu öğrenemezsek onu attıramayız. Open Subtitles لأن (جيبس) تمتلك شيئاً ضده و إن لم أستطع اكتشافه إذاً لن أستطيع إبعادها من اللجنة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more