| Ve şimdi buradasın, sadece... hayatını yaşıyorsun Bir kuş gibi özgür. | Open Subtitles | ،وها أنت ذا، تعيش حياتك حر كالطير |
| Şimdi başı belada olan sensin dostum, çünkü yaratıcılık benim için bir kuş gibidir, her fikri kucaklayan dost canlısı Bir kuş gibi, aynı gözlerinden her çeşit güzelliği ateşler gibi. | Open Subtitles | أنت الذي في ورطة الآن، يا صاح لأن الإبداع بالنسبة لي كـ... كالطير، كالطير الوديع، |
| Corso, soyadım, anlamı "ölü Bir kuş gibi kokan" demek antik Hebridçe'de. | Open Subtitles | كروسو * إسم عائلتى وهو يعنى رائحه تبدوا كالطائر الميت " فى * هايبريديان * القديمه " |
| - Göğsünde atam yaşam için... küçük beyaz Bir kuş gibi pır pır ettiğini duydum. | Open Subtitles | بقلبك الذى يدق فى صدرك اسمعه يرفرف كطير ابيض |
| Bu yüzden insanlar küçük Bir kuş gibi gökyüzüne bakmaya devam ederler. | Open Subtitles | لذا، يستمر الرجل في التحديق نحو السماء مثل الطير الصغير. |
| Ve sonunda, ortaya çıksa bile, bir iz bırakmadan gökyüzünden geçen Bir kuş gibi sadece zihinden geçecektir. | TED | وفى النهاية , برغم إحتمالية ظهورها , ستعبر عبور الكرام , مثل طير عبر السماء لا يترك أى أثر . |
| Beni dinleyen herkese Bir kuş gibi öterim. | Open Subtitles | سوف أغنى مثل الطائر لأي شخص يريد ان يسمع |
| Kraliçe onu kanadı kırık Bir kuş gibi tedavi ediyor. | Open Subtitles | تعاملها الملكة كأنها طائر جريح |
| Bunu sen söylemiştin, evlat. Bir kuş gibi süzülmek. | Open Subtitles | قلت ذلك، حلق كالطير |
| Bir kuş gibi hareket eder. Kafasını oynatır durur. | Open Subtitles | يهز رأسه برفق كالطير |
| Ve bacaklarınız, içerisinde Bir kuş gibi rahattır. | Open Subtitles | وأقدامك.. أقدامك... إنّها حرّة كالطير |
| Sanırım dün bana bana yaralı küçük Bir kuş gibi göründüğün için. | Open Subtitles | أعتقد بسبب الليلة الماضية... بدوت صغيراً كالطائر الجريح. |
| -Minik Bir kuş gibi değil misin? | Open Subtitles | فأنت كالطائر الصغير |
| * Hayır, Bir kuş gibi, tezek gibi değil. | Open Subtitles | -كلا، كالطائر وليس الشخص الأبله |
| Bana kendimi nasıl hissettirdiğini o kadar çok elimde tutmak istedim ki sonuçta seni küçük Bir kuş gibi, kendi ellerimle boğduğumu fark ettim. | Open Subtitles | وأدرك أنني كنت متمسكة بكيف كنت تجعلني أشعر لدرجة اني كنت أخنقك في يدي , كطير صغير |
| Şimdi Bir kuş gibi uçuyor. | Open Subtitles | إنها تحلق كطير الآن |
| Sen de yolunmuş lanet Bir kuş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو كطير أصلح غبي |
| Kış vakti Bir kuş gibi kuzeyden sahile doğru uçacağız. | Open Subtitles | مثل الطير في الشتاء نطير للشمال من أجل الشاطئ |
| Tıpkı kanat çırpan minik Bir kuş gibi. | Open Subtitles | انه دافئ و مرتعش مثل الطير الصغير |
| Kafasını kanatlarının altına almış Bir kuş gibi ol... | Open Subtitles | ستكُونُي مثل الطير الذي رقبته صلعاء |
| Bir kuş gibi hala uçmak istiyorum | Open Subtitles | مثل طير . قلبي يحترق شوقا للطيران |
| Küçük Bir kuş gibi öteceğim burada. | Open Subtitles | سأغرد مثل طير صغير |
| Bir kuş gibi uzaklara. | Open Subtitles | ستسافر بعيدا مثل طير |
| # Gökyüzünü arayan Bir kuş gibi. # | Open Subtitles | مثل الطائر الذى يبحث عن السماء |
| - Hayır, daha Bir kuş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لا ، كانت تبدو كأنها طائر |