Sadece bir kurban var diye mi? Tek ceset size yetmiyor mu? | Open Subtitles | هل السبب وجود ضحية واحدة الا يوجد جثث كافية لكم؟ |
Affedersin. Bir demek istiyorsun. Sadece bir kurban vardı. | Open Subtitles | أنا آسفة، تعني واحدة، كانت هناك ضحية واحدة فقط. |
O bir yürek vuruşuna tekrar verebileceğim bir kurban. | Open Subtitles | إنها تضحية وسأفعلها ثانية مادام في صدرى قلب ينبض |
Kurbanların hayatlarını geri alabilmek için bir kurban vermeliyiz. | Open Subtitles | من أجل استعادة حيوات الضحايا الأقدار تتطلب تضحية |
Şu son 7 yılda bir tek şey öğrendim o da; her oyunda ya da düzenbazlıkta hep bir rakip ve hep bir kurban vardır. | Open Subtitles | لقد تعلمت شئ واحد فى السبع سنوات الماضية فى كل لعبة او فخ هناك دائماً خصم و دائماً هناك ضحية |
Eğer onlara suçlayacak birini vermezseniz, onlar bir kurban seçerler. | Open Subtitles | إنها الطبيعة البشرية إن لم تخبري الأمهات بأحد يلومونه فسيخترن كبش فداء |
Burada tek bir kurban var, beyaz bir kadın, 25-26 yaşlarında... | Open Subtitles | لدينا ضحية واحدة، أنثى بيضاء في الـ 25 أو 26 من عمرها |
Gerçekte yaptığın şey onu duygusal hale getirip kurul üyelerinin onu bir kurban olarak görmesine neden olmaktı. | Open Subtitles | ما فعلته حقيقة هو انك جعلتها عاطفية و جعلت اعضاء المجلس يرونها كضحية |
Kendine yeni bir kurban tipi belirlemedi, yalnızca daha önce belirlediği hedefe yöneldi. | Open Subtitles | هذا ليس بشأن ايجاد نمط جديد من الضحايا انه بشأن هدف محدد |
Tek bir kurban olduğunu düşünüyor ama onaylamadan önce yap bozu birleştirmek zorunda. | Open Subtitles | يعتقدُ أن هنالك ضحية واحدة فقط لكنه يحتاج لجمعِ الأشلاء مع بعضها قبل أن يتأكد من ذلك |
Tek bir kurban olduğunu belirleyebilmek için tüm kemiklerin getirilmesini bekliyoruz. | Open Subtitles | أجل كنا ننتظر وصول كل العظام للتأكد أننا نتعامل مع ضحية واحدة |
- Geriye bir kurban kaldığını düşünüyoruz. - Onun da ben olduğumu sanıyorsunuz. | Open Subtitles | نظن بأنه تبقت ضحية واحدة - وأنت تعتقد بأنه أنا آخر ضحية - |
Kira isimli muazzam kötülüğü durdurmak için küçük bir kurban. | Open Subtitles | إيقاف الشرّ الهائل المسمى كيرا، هي تضحية صغيرة. |
Bum! Ama her zaman başka bir büyü, bir açık, bir kurban, bir şeyler vardır. | Open Subtitles | لكن دومًا ما تكون هناك تعويذة أخرى، ثغرة أو تضحية أو شيء ما. |
Freddy'e bir kurban sunmamız gerekecek. | Open Subtitles | أن نقدم لفريدي كبش فداء |
Demek ki elimizde boğulmuş, karbon monoksitle zehirlenmiş, cildinde fosfin olan bir kurban var. | Open Subtitles | جميع الحق، لذلك لدينا في مركز فيينا الدولي الذي كان خنقا، تسمم أول أكسيد الكربون، ديه بصة على بشرتها |
Otopsi yapmanı istediğin bir kurban var. | Open Subtitles | حسنا، هناك ضحيّة قتل أنا أودّ أنت إلى تشريح الجثة. |
Travma sonrası stres bozukluğu çektiği belli rastgele olan bir kurban seçimi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | من الواضح انه يعاني من اضطرابات لكن نعتقد انها مجرد ضحية عشوائة على الارجح |
Rango da koşucu gibi önüne çıkmış bir kurban olabilir. | Open Subtitles | ربما لم يكن الجاني يعرف؟ رانغو قد يكون ضحية إنتهاز للفرصة |
ve şimdi Darius başka bir kurban tarafından silahlı olarak kısmen teşhis edildi. | Open Subtitles | و الان داريوس تم التعرف على هويته كـ أحد المسلحيين بواسطة ضحية أخرى |
Ilona sadece başka bir kurban. | Open Subtitles | الا تسمع إليونا ليست ضحية أخري |
Bu eylem onu tatmin edemez hale geldiğinde yeni bir kurban arıyor. | Open Subtitles | و عندما يصبح غير راض عن هذا فهو يبحث عن ضحية جديدة |
Benim de bir kurban olduğumu ima ediyorsun ama değilim. | Open Subtitles | تشير الى أنني ضحية في حين انني لست كذلك |