"bir müze" - Translation from Turkish to Arabic

    • متحف
        
    • كمتحف
        
    bir müze açacak kadar elimizde çalıntı sanat eseri var. Open Subtitles لدينا ما يكفي من مسروقات الفنّ تكفي لبدء متحف كامل.
    Walters Sanat Müzesi küçük bir müze ve çok güzel el yazmalarına sahip fakat veriler muhteşem. TED الآن متحف والترز للفنون متحف صغير وبه مخطوطات جميلة، ولكن البيانات رائعة.
    Şu anda çok popüler bir müze... ...ve devlet için büyük bir anıt tasarladım. TED و هو متحف شعبي جداً الآن، وكان بناء ذلك المبنى نقطة كبير لصالح الحكومة امام مناصري البيئة
    Ona dodonun kısa bir tarihçesini anlatan bir müze etiketi bile yaptığımı görebilirsiniz. TED يمكنك رؤية أنني حتى صنعت له بطاقة متحف التي تتضمن تاريخ مقتضب عن الدودو.
    Ümit yok. Bu oda eski ıvır zıvırlardan oluşmuş bir müze gibi. Open Subtitles هذا الأمر ميؤوس منه هذه الغرفة كمتحف من قمامة قديمة لا معنى لها
    Ümit yok. Bu oda eski ıvır zıvırlardan oluşmuş bir müze gibi. Open Subtitles منه ميؤوس الأمر هذا لها معنى لا قديمة قمامة من كمتحف الغرفة هذه
    Kendiniz bakın. Burası artık bir müze. Open Subtitles و الأن , إنظرى بنفسك . لقد أصبح متحف الأن
    Biz birçok gezegenle temas kurduk fakat bir müze içine ilk çıkışımız. Open Subtitles لكن هذه المرة الأولى التي نخرج من قطعة في متحف
    Yani, dünya felaketin eşiğinde ve devlet sizi bir müze parçası için yolluyor. Open Subtitles إذاً العالم على حافة كارثة والحكومة ترسلكِ إلى هنا لمشاهدة متحف الآثار
    Ne halt yemeye bir müze içine mumya koyar ki? Open Subtitles انهم في كل مكان. لماذا على وجه الأرض متحف يضع المومياء فيه ؟
    Ve tarihte ki en önemli kişiye atfedilmiş bir müze. Open Subtitles و متحف مخصّص لأهمّ الرموز بتاريخ الرياضة.
    Bunları piyasaya sürdüğün ve insanlara tattırdığın bir müze açmalısın. Open Subtitles يجب عليك أن تفتحي متحف ويكون بأستطاعتك أن تقدميه للناس وبستطاعتهم أن يأكلوا
    İlk ve en önemli özelliği, insanlığın en soylu ve vahşi hastalıkları hakkında canlı bir müze olması. Open Subtitles إنه في المقام الأول متحف حي لأعرق وأشرس الأوبئة اللتي عرفها الإنسان
    Evet, yaşadığı yer yanmış şeylerle oldu bir müze gibi. Open Subtitles نعم، مكانه هو مثل متحف مخصص ل حرق الاشياء.
    Bir müzeye girdiğinizde, bir müze küratörü olsaydım, aşk için, cometlik için birer oda yapardım. TED وان يكونوا متأكدين انه عندما نتجول في متحف-- في حال كنت امين متحف, سوف اجعل غرفة للحب ,غرفة للكرم
    Kırk yıldan daha fazla süre önce, kayıt etmeye başladığımda, 10 saat kayıt yapıp kullanışlı bir saatlik malzeme yakalayabiliyordum. Bu da bir albüm, bir film müziği veya bir müze kurulumu için yeterince iyi. TED عندما بدأت بالقيام بالتسجيل منذ اكثر من اربع عقود كنت اسجل لمدة عشر ساعات واحظى بساعه واحده صالحه للاستعمال لانتاج البوم او موسيقى تصويريه او لافتتاح متحف
    ...sana "Ben bir koleksiyoncuyum ve... ...bir müze papazıyım" diyecek. TED سوف يجيبك, "أنا من هواة الجمع, وأنا راعي متحف."
    Şehirde bir müze vardır, sen de bekçinin kızısın, eskil güzelliklerin görüntüleriyle büyümüşsün... Open Subtitles ثمة متحف بالبلدة_BAR_ وأنتِ إبنة الحارس، نشأتِ محاطةً بصور_BAR_
    Yüzen bir müze olarak satışa çıkarmaya karar verdim. Open Subtitles قررت ان اعرضها للبيع كمتحف فائض
    Küçük bir müze gibi. Lanet olsun. Merhaba canım. Open Subtitles كمتحف صغير. اللعنة. مرحباً عزيزي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more