| Evet orada şartlı tahliye edilmiş bir mahkum var. | Open Subtitles | أجل، لدينا سجين ذو تسريح مشروط بالداخل |
| - Rikers'tan gelen bir mahkûm var. Karnının hemen altından bıçaklanmış, nabzı düşük, kan basıncı 90 ile 60 arasında. | Open Subtitles | لدي سجين من رايكرز ، مطعون أسفل البطن نبضه مخيف 90 على 60 |
| bir mahkum, bir x-ray makinesi, ...ve eğlence parkında bir kutu. | Open Subtitles | مجرم مدان ، و جهاز أشعة سينية و علبة في متنزه |
| bir mahkum hapisten kaçtığında, iş aramaya çıkmaz. | Open Subtitles | ،عندما يهرب مجرم من السجن فهو لا يذهب للبحث عن عمل جديد |
| Leavenworth'a gönderilmiş. Başka bir mahkum duşta sarkıntılık edince Jack onu öldürmüş. | Open Subtitles | ثمّة سجين هناك حاول الاعتداء على (جاك) في الحمام، فقام بقتله. |
| Tıpki bir mahkum gibi. | Open Subtitles | مثل سجينة لعينة |
| "Ayda bir, bir mahkûm gelip saçını keser." | Open Subtitles | ويأتيك مرة كل شهر أحد السجناء ليحلق شعرك |
| İkimiz de, şunu bilecek kadar uzun süredir buradayız, bir mahkum gammazlık işine girdiği zaman, ömrü pek uzun olmaz. | Open Subtitles | نحن هنا منذ مدة تسمح لنا بمعرفة أنه عندما يشي السجين بأحد فقد انتهى أمره |
| Senin kışkırttığın bir kavga yüzünden bir mahkum revirde. | Open Subtitles | هناك سجينة في العيادة بسبب مصارعة حرضت أنت عليها. |
| O çok önemli bir mahkum ve bizim. | Open Subtitles | هذا سجين ذو قيمة عالية ، وهو لنا |
| - Çok değerli bir mahkum olmalı. | Open Subtitles | يبدو انه سجين ذو قيمه عاليه. |
| Litchfield Federal Hapishanesi'nden bir mahkûm sizinle iletişim kurmaya çalışıyor. | Open Subtitles | "سجين من سجن (ليتشفيد) الفدرالي يحاول الاتصال بك" |
| Litchfield Federal Hapishanesi'nden bir mahkûm sizinle iletişim kurmaya çalışıyor. | Open Subtitles | سجين من سجن (ليتشفيلد) الفدرالي" "يحاول الاتصال بك |
| Bay Benedict, eski bir mahkum çalıştırıyorsunuz. -NKK kesinlikle... | Open Subtitles | سيد بيندكت انت توظف عندك مدان سابقاً كما تعرف |
| Aptal bir mahkum gibi hapiste ölmediğimi söyle. | Open Subtitles | أخبرها أني لم أموت مثل مدان ملعون في بعض السجون |
| bir mahkum hapisten kaçtığında, iş aramaya çıkmaz. | Open Subtitles | ،عندما يهرب مجرم من السجن فهو لا يذهب للبحث عن عمل جديد |
| Leavenworth'a gönderilmiş. Başka bir mahkum duşta sarkıntılık edince Jack onu öldürmüş. | Open Subtitles | ثمّة سجين هناك حاول الاعتداء على (جاك) في الحمام، فقام بقتله. |
| Tıpki bir mahkum gibi. | Open Subtitles | مثل سجينة لعينة |
| Litchfield Federal Hapishanesi'nden bir mahkûm sizinle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أحد السجناء من سجن " ليتشفيلد " الفدرالي . يحاول الإتصال بك |
| Bunu bilecek kadar uzun zamandır birlikteyiz ki eğer bir mahkum pis işlere başlarsa, bu dünyada daha uzun kalamaz. | Open Subtitles | نحن هنا منذ مدة تسمح لنا بمعرفة أنه عندما يشي السجين بأحد فقد انتهى أمره |
| Maymunun teki sinir krizi geçirdiği için bir mahkum revirde. | Open Subtitles | هناك سجينة في العيادة لأن قردة أصيبت بنوبة غضب. |
| Buraya yakışan bir mahkum yapacağım seni. | Open Subtitles | سأجعل منك سجينًا مثاليًّا |
| Ailemi taciz eden Max Cady adında eski bir mahkum var. | Open Subtitles | هناك سجين سابق يسمي بماكس كادي وهو دائما ما يضايق عائلتي |
| Şimdi, aradığım adam eski bir mahkum ve bir çıngıraklı yılan kadar acımasız. | Open Subtitles | الرجل الذي أبحث عنهُ هو سجين سابق عُدواني كالحية ذات الأجراس |
| Kendini ıslah edip örnek bir mahkum iyi bir insan olman. | Open Subtitles | لكى تعيد تأهيل نفسك لتصبح سجين نموذجى إنسان أفضل |
| Yarın elektrikli sandalyeye oturtacağımız bir mahkum var ama artık yapamayacağız. | Open Subtitles | لدينا سجين محكوم عليه بالاعدام غدا بالكرسي الكهربائي، والان لا يمكننا اعدامه |
| Biliyorum ama, o artık böyle birisi değil. O 26 yaşında ve yaptıklarının sorumluluğunu hala üstlenmeyen bir mahkum. | Open Subtitles | أعلم ، لكنه لم يعد ذلك الشخص إنه سجين في الـ 26 من عمره |