Babası öldükten sonra kızı kurtarmanın pek bir manası yok. | Open Subtitles | لا فائدة من إنقاذ طفلتك إذا انتهى الأمر بموت أبيها |
Ziyaret saatlerinde buraya gelmenizin bir manası yok. | Open Subtitles | لا فائدة من القدوم هنا لأجل ساعات الزيارة |
Sunagakureli bir takımla savaşmamızın bir manası yok. | Open Subtitles | لا جدوى من قتال مشاركي قرية الرمل مع بعضهم |
Pekala konuyu uzatmanın bir manası yok. | Open Subtitles | حسناً إذاً، لا جدوى من المناورة حول الموضع |
Sana da olmaya başlamadan üzerinde konuşmanın bir manası yok. | Open Subtitles | قبل أن يبدء بالحدوث اليك , لا يوجد فائدة من مناقشته |
Bana göre Detroit'in yapılı arabalarını kullanmadıkça Amerika'da olmamın bir manası yok. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، لا يوجد فائدة من التواجد في امريكا بدون قيادة سيارة ديترويت |
Ne söylemiş olursa olsun... bir manası yok. | Open Subtitles | أيما قال لا يعنى شيئاً |
Bu kadar uğraşmanın bir manası yok. | Open Subtitles | ما تقوموا به لا يعني شيئآ |
Hastalığı değil de belirtileri tedavi etmenin bir manası yok. | Open Subtitles | لا فائدة من علاج الاعراض و ترك المرض |
Eşini sorgulamanın bir manası yok. | Open Subtitles | لا فائدة من إستجوابها |
Devam etmenin bir manası yok. | Open Subtitles | لا فائدة من السير |
Ama işlemediğin bir suç için ölmenin de bir manası yok. | Open Subtitles | لكن لا جدوى من الموت بسبب جريمة لم تقترفها |
Hayatta olmasının hiç bir manası yok. | Open Subtitles | لا جدوى من بقائه على قيد الحياة " أستغفر الله " |
Şuan Jor-El'in karşısına çıkmanın bir manası yok. | Open Subtitles | لا جدوى من مواجهة (جور-إل) |
Addie'ye yazmanın da bir manası yok, ta Kaliforniya'da bir yerlerde. | Open Subtitles | و لا يوجد فائدة من الكتابة لـ (آدي)، القاطنة بعيداً في "كاليفورنيا". |
Hissettiklerimin bir manası yok. | Open Subtitles | ما أشعر به لا يعنى شيئاً. |
Bu kadar uğraşmanın bir manası yok. Buradan ileri gidemeyeceksin. | Open Subtitles | ما تقوموا به لا يعني شيئآ |