Bu deniz suyuyla dolu bir depo ve şırıngada, ürettiğimiz yapıştırıcı formülasyonlarından biri var. Yapıştırıcıyı, tamamen suyun altında Bir metal parçası üzerine yayıyoruz. | TED | هذا خزان به مياه البحر، وفي تلك المحقنة واحدة من تركيباتنا اللاصقة، وما نفعله هو أننا نوزعها بالكامل تحت الماء على قطعة من المعدن. |
Yapıştırıcı bağı veya birleşme yeri yapmak istiyoruz. Bu yüzden Bir metal parçası daha alıyoruz, şuraya koyuyoruz, sadece yerleştiriyoruz. | TED | ومن ثم، نريد أن نصنع رابطة لاصقة أو مشتركة، فنأخذ قطعة أخرى من المعدن ونضعها هناك فقط. |
Bu da saat yönünde kımıldayan uzun Bir metal. | Open Subtitles | انها الاشياء المعدنية الطويلة التى تدور باتجاه عقارب الساعة |
Benimki az bulunur Bir metal. "Tırsaryum" denir. Rengi sarı, tadı tavuk gibi. | Open Subtitles | بالنسبه لى فأنا مصنوع من معدن نادر يسمى ثيديم هو أصفر بطعم الدجاج |
Kesinlikle Bir metal ya da bir çeşit metal sicim ama ondan değil. | Open Subtitles | كلاّ، لابدّ أن السبب سلك معدني أو شيء شبيه به لكن ليس منه |
Altlarındaki toprağın doğal Bir metal alaşımı barındırdığını ve bunun potansiyel olarak bir hiperiletken olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن أراضيهم تحتوي على معادن نفيسة طبيعة، ذات قوة توصيلية كبيرة على الأرجح. |
Bu verdiğin şeyin sihirli Bir metal detektörü olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | أى فرصة يساعدنى بها هذا الشئ الذى أعطيتنى إياه هو نوع من الكشف عن المعادن السحرية ؟ |
Cam sonrasında -burada emdirildi diyeceğim- üzerinde gerilimli metal dediğimiz Bir metal tabaka var. | TED | وكان الزجاج علاوة على ذلك .. أنا فقط استخدم كلمة مخصبة لكن لديه طبقة من المعدن التى نسميه المعدن المجهد |
Paramızın çoğu gibi, sadece Bir metal parçası. | TED | بأغلب النقود الخاصة بنا، كانت فقط قطعة من المعدن. |
Arabada uzun Bir metal parçası olmalı ... | Open Subtitles | عليك أن تبحثي عن قطعة طويلة ونحيفة من المعدن |
[ Jean ] -Bu alamentium isminda karışık Bir metal çeşidi. | Open Subtitles | ان المعدن بداخله عبارة عن سبيكة من معدن يسمي دوماتيوم |
Sikes'ın yarasının birinden Bir metal parça bulduk. | Open Subtitles | الشظية المعدنية التى وجدناها فى اثار جرح سَيكيس |
Ducky'nin, Hebner'ın bedeninden çıkardığı bir Bir metal parçası sayesinde, daraltabilirim. | Open Subtitles | أستطيع، بفضل الشظية المعدنية التي سحبها داكي من جسد هيبنر |
Gorthan, derler ki, eğer dilini donmuş Bir metal parçasına değdirirsen, yapışırmış. | Open Subtitles | حسنا، جورزان، يقولون إذا لمسّ لسانك قطعة معدن متجمد انه سوف يلتصق |
Daha iyisi, çekici koca metal Bir metal kelepçe, kurtulmak imkansız. | Open Subtitles | بل افضل قطعة معدن تركب على الاطار و من المستحيل ازالتها |
Ben Bir metal çekiç görmüştüm, 1800 ler gibi, kanda pişirilmiş. | Open Subtitles | لقَد رأيتُ مِطرقة قفص معدني من حوالي عام 1800، مُلطّخة بالدماء. |
Beyninde bir kanama var. Ufak bir stent ile tamir edilmiş, yani damarı tıkayan Bir metal kliple. | TED | انها تعاني من نزيف في الدماغ وتم معالجة ذلك بدعامة بسيطة بلاقط معدني صغير .. قام بتقوية الوعاء الدموي |
Göktaşı metallerinden döküldüğü için diğer herhangi Bir metal ya da taştan serttir. | Open Subtitles | تمّ صنعه من معادن نيزك. أقسى من أيّ معدن أو حجر آخر. |
Bize plastik lâzım çünkü çok hassas Bir metal detektöründen geçeceğiz. | Open Subtitles | آسف لكننا نريد البلاستيك لأننا.. نحن سنمر من خلال كاشف معادن حساس جداً حسناً ؟ |
Onu utandıracağım ama nişanlın Bir metal dedektörü alıp o Atlıkarınca'nın etrafındaki 930 metrekarelik alanı taradı. | Open Subtitles | سوف أحرجه خطيبك تحول لجهاز للكشف عن المعادن ومشّط عشرة ألآف قدم مربع حول ذلك المنتزه |
Sonra Bir metal çubuğu ısıtıp isminin baş harfini asla ve asla unutmasınlar diye vücutlarına dağlamış. | Open Subtitles | ثم يأتى بسلك و يثنيه و يوقع بحروف اسمه على كل منهم حتى لا ينس ابداً |
Aynı zamanda herhangi Bir metal zehirlenmesi de olabilir. | Open Subtitles | ومن الممكن أن يكونَ تسمّماً بأيٍّ من المعادن الثقيلة |
Ya düşünsene, gökyüzünde Bir metal yığının içindeyiz. | Open Subtitles | انا فقط أعتقد ، أن كتلة معدنية في السماء. |