Masaya bir başka insanın uygun bir modeli ile gelebilmelisiniz. | TED | عليك أن تكون قادراً على المجيء إلى طاولة المفاوضات مع نموذج مناسب لشخص آخر. |
Siz düşünürken, işte size piyasası artan bir borsada satışın küçük bir modeli. | TED | كما تفكّرون، هذه اللّعبة نموذج مشابه لعمليّة بيع في سوق الأسهم خلال ارتفاع أسعارها. |
Bu, Dr. Rosemary Basson tarafından geliştirilen, kadınların uyarılması ve arzusunun yeni bir modeli. | TED | وهذا نموذج آخر من إثارة وشهوة النساء والذي تم تطويره من قبل الطبيبة روسماري باسون. |
"Geometri yaradan tarafından yaradılışın bir modeli olarak sunulmuştu." | Open Subtitles | لقد ساعدت الهندسة الإله فى إعداد وتصميم نموذج للخلق |
Evet. Evrenin en büyük şişesinin mükemmel küçültülmüş bir modeli. | Open Subtitles | نعم, إنه نموذج صغير مثالي لأكبر زجاجة في الكون |
Taşınabilir sonar silahı. Elimde kayıp prototipin ahşap bir modeli var. | Open Subtitles | انه سـلاح صغير الحجم لدي نموذج للذي اتكلم عنه |
şimdi, bu setin bir modeli stüdyonun içine inşaa edilecek. | Open Subtitles | هذا نموذج مصغر للفندق فى الحقيقة ، سنبنى الديكور هنا فى هذه الأستديوهات |
Bu özel yapım. Ailemle yaşadığım evin bir modeli. | Open Subtitles | كان نموذج للمنزل الذي كنت أعيش فيه مع عائلتي |
Bana göre geriye doğru bir adım tatmin edici bir modeli felsefi olarak açıklama olur. | Open Subtitles | لذلك أنا أعتبر أن هذا تراجعاً في شرح نموذج فلسفي بشكل مُرضي |
Zen bahçesi, gizemli dolap, huzur bölgesi, ...lastik duvar, rüya tankı, evin geri kalanının mükemmel bir modeli. | Open Subtitles | حديقة، خزانة غامضة، و منطقة الهدوء جدار مطاطي، حوض الأحلام، نموذج للمنزل و أعتذر لأنه ليس بنفس المقاس |
Görmüş olduğunuz içinde olduğumuz gettonun bir modeli. | Open Subtitles | ما تنظر اليه الان هو نموذج للغيتو الذي كنا نعيش فيه |
Güçlü'lerin neden olduğu yıkımın tahminî bir modeli. Dünyadaki bütün Güçlü'lerin neden olduğu. | Open Subtitles | إنه نموذج تنبؤي للدمار الذي يحدثه الخارقون كافة الخارقين في العالم |
Bu Haleakala volkanının ölçekli bir modeli, annem yani, ben... | Open Subtitles | هذا ...نموذج مصغر من بركان هاليكالا، الذي أمي أعني أنا... |
Bana kalırsa onlar hiçbir şeyin basit bir modeli değiller. | TED | لا أظن أنها نموذج مبسط لأي شيء. |
Ve şöyle düşündüm: Bir yapay zeka modelini nasıl yapabiliriz, bilgisayarı, hesaplayıcı bir modeli? Öyle ki, bu bir takım doğaçlama, risk alma ve şansını deneme, hatta hata yapma fikirlerini modellesin. | TED | و اعتقدت كيف بامكاننا القيام بنموذج ذكاء صنعي -- كمبيوتر , نموذج حسابي-- هذا ما سيجسد بعضا من افكار الارتجال تلك عن القيام بالمخاطر , باخذ الفرص , حتى في القيام بالاخطاء |
15. yüzyılda ondalık sistem icat edildi: mimarlar bölümlendirme işini terkettiler ve ellerinde tabiatın yeni bir modeli vardı. | TED | في القرن الخامس عشر ، اختُرِعت الفاصلة العشرية ؛ توقف المهندسين المعماريين عن استخدام الكسور ، وصار لديهم نموذج جديد للطبيعة. |
Reform artık yeterli bir çözüm değil çünkü reform demek bozuk bir modeli tamir etmek demektir. | TED | التقويم لا فائدة منه بعد الآن، لأن ذلك وبكل بساطة إصلاح نموذج محطم . |
Kay'le birlikte ancak masalı bir modeli karşılayabildik. | Open Subtitles | لم نتمكن أنا و " كاى " من شراء شئ سوى نموذج المائدة |
Bu hapın burada ürettiğimiz bir modeli. | Open Subtitles | هذا نموذج من العقار الذي إبتكرناه هنا |
Bu da virüsün ve konağa nasıl bağlandığının bir modeli. | Open Subtitles | وهذا نموذج الفيروس وكيف يتعلّق بالمضيف |