"bir nükleer" - Translation from Turkish to Arabic

    • نووي
        
    • النووي
        
    • نووى
        
    • نووية
        
    • نووياً
        
    • نوويه
        
    • فيزيائي
        
    Bu seviyeye yaklaşmak için bile muazzam bir nükleer reaksiyon gerekir. Open Subtitles نحتاج إلى تفاعل نووي ضخم جدا لمجرد الإقتراب من هذا المستوى
    bir nükleer patlamayla başa çıkacak kadar Instantanium olduğundan emin misiniz? Open Subtitles هل أنت متأكد أنه يوجد كفاية من الأستانتنيوم لمقاومة أنفجار نووي
    bir nükleer saldırı olayında komut prosedürleri ve NATO denetimini sınayacağız. Open Subtitles سوف نختبر اجراءات التحكم والقيادة لحلف الناتو في حالة الهجوم النووي
    Amerikalıların elle tutulur bir nükleer üstünlükleri var IBM'leri ve kutup denizaltıları sağ olsun. Open Subtitles حسنا، الأمريكان متفوقين في استخدام النووي بسبب تقنياتهم و غواصاتهم
    Minsk'te 40 milyon dolara bir nükleer savaş başlığı alabileceğimi biliyor muydun? Open Subtitles هل تعرف اننى استطيع شراء سلاح نووى من مينسك ب 40 مليون
    Biz ayrıldıktan on saniye sonra patlayacak şekilde bir nükleer bomba ayarladım. Open Subtitles لقد وضعت شحنة متفجرة تعادل قنبلة نووية لتنفجر بعد أن نغادر بثواني
    Ama bu çabalar sonuç vermezse, 10 saatten daha kısa bir süre içerisinde, ülkemize ikinci bir nükleer saldırı bekliyoruz. Open Subtitles فسنواجه هجوماً نووياً آخر على بلادنا فى أقل من 10 ساعات
    Büyük bir nükleer bomba içinde çok fazla radyasyon barındıran, Open Subtitles انها عباره عن قنبله نوويه ضخمه مع الكثير من الاشعه بداخلها
    Eğer ufacık bir basınç kabuğu çatlatırsa, minik bir nükleer reaksiyon oluyor. Open Subtitles أي ضغط بسيط يجعل القشرة تتصدّع يؤدّي ذلك إلى تفاعل نووي صغير
    O, şehirde bir yerde ve bir nükleer tehdit olduğundan habersiz. Open Subtitles إنها في مكان ما بالمدينة، دون أن تعلم بوجود تهديد نووي
    Şehirde bir yerde ve ortada bir nükleer tehdit olduğundan habersiz. Open Subtitles إنها في مكان ما بالمدينة، دون أن تعلم بوجود تهديد نووي
    Toryum doğada bulunun bir nükleer yakıt ve yerkabuğunda uranyumdan dört kat daha yaygın. TED الثوريوم هو وقود نووي موجود طبيعياً وينتشر في قشرة الأرض أكثر من اليورانيوم بأربع مرّات.
    Kim bir nükleer reaktörün bir ölüm tuzağı haline dönüşeceğini düşünür ki? Open Subtitles من كان يتوقع أن المصنع النووي سيكون بهذه الخطورة؟
    Helikopteri bir nükleer silahı çalmak için kullandılar. Open Subtitles لقد أستخدموا الطائره المروحيه لسَرِقَة السلاح النووي
    Kamyonun rotası, ham çeliğin kullanılacağı, Pakistan'daki bir nükleer santraldi. Open Subtitles و كان يأمل بهذا هو ان يتحكم في مستقبل دوله الباكستان و يستخدم هذه المعادن في المفاعل النووي
    Hayalet Kuşağı... uzayda meydana gelen bir nükleer patlamayla kırılabilir. Open Subtitles و هناك خطر واحد منطقة الشبح قد تشرخ بواسطة إنفجار نووى فى الفضاء
    4 milyon litre yakıt, bir nükleer bomba ve... 270.000 hareketli parçadan oluşan... bir şeyin üstünde oturduğumuzun farkında mısın? Open Subtitles أتعرف , نحن جالسون على أربعه مليون باوند من الوقود وسلاح نووى واحد وشىء لديه 270,000 جزء متحرك بنى بأعلى تكلفة
    Roger Stanton, ABD topraklarına bir nükleer bomba koymaktan doğrudan sorumlu. Open Subtitles روجر ستانتون مسئول مباشر عن وضع قنبلة نووية في الأراضي الأمريكية
    Başkan 10 kilotonluk bir nükleer bombanın nakliyesine yetki verdi. Open Subtitles لقد أذن الرئيس بتكوين قنبلة نووية تبلغ عشرة كيلو طناً
    Silah kaçakçısını yakalamamız için yardımına ihtiyacımız var Birkaç gün önce bir nükleer savaş başlığını çaldı. Open Subtitles الذى هرب رأساً نووياً منذ بضع أيام
    Pekala bir nükleer facia oldu. Dünyadaki son erkek benim. Open Subtitles هناك قنبله نوويه ضربت العالم وانا الرجل الاخير على وحه الارض
    Benim grubumun yürüttüğü araştırmada -- bahsettiğim gibi bir nükleer fizikçiyim, ancak fark ettim ki atomik çekirdeklerinde kullandığım kuantum mekaniği aletlerim var ve onları farklı alanlarda da kullanabilirim. TED أجري البحث عن طريق فريقي البحثي... فكما ذكرت، أنا فيزيائي نووي، ولكني لاحظت أني أمتلك أدوات مثل استخدام ميكانيكا الكم في الأنوية الذرية، وكذلك استخدام هذه الأدوات في مناطق أخرى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more