O mektupları okumak bir onurdu çünkü seni diğerlerinden ayıran şeyin tek bir puan olmadığını artık biliyorum. | Open Subtitles | كان من الشرف قراءة هذه الرسائل لأنني الآن أعرف أن ما يفرقك عن الآخرين ليست مجرد نقطة واحدة |
O mektupları okumak bir onurdu çünkü seni diğerlerinden ayıran şeyin tek bir puan olmadığını artık biliyorum. | Open Subtitles | كان من الشرف قراءة هذه الرسائل لأنني الآن أعرف أن ما يفرقك عن الآخرين ليست مجرد نقطة واحدة |
Size her akşam haberleri sunmak, ve gazeteleri okumak benim için bir onurdu. | Open Subtitles | كان ذلك شرف لي لان انقل لكم الاخبار كل مساء و اقراء لكم الصحف كل صباح |
Sizi çocukları çalışırken seyredebilmek büyük bir onurdu. | Open Subtitles | لقد كان شرف لي أن أشاهدكم أيها الرفاق تعملون |
Sizin emrinizde çalışmak bir onurdu efendim. | Open Subtitles | كانَ شرفاً لي أن أخدمَ تحت إمرتكَ سيدي |
Bilmeni isterim, ne olursa olsun, seninle beraber hizmet etmek bir onurdu. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أنه مهما حدث كان شرفا لي أن أخدم معك |
Terfi etmesi büyük bir onurdu. | Open Subtitles | لقد كان شرفاً عظيماً بالنسبة له أن يحصل على تلك الترقية. |
Sizinle futbol sahasını paylaşmak bir onurdu. Hazır mısınız? | Open Subtitles | انه لشرف لي ان اتشارك ارض المعركة معكم... |
Neyse, seçilmiş olmak gerçek bir onurdu ama içime sinmesede istifa etmem gerekiyor. | Open Subtitles | على أي حال، كان شرفًا حقيقيًا أن يتم اختياري لكن رغمًا عني أنا مضطر لتقديم استقالتي |
- En yakın arkadaşın olmak benim için bir onurdu. | Open Subtitles | كان من الشرف لي ان اكون افضل اصدقائك نعم |
O'nu tanımak ve birlikte çalışmak bir onurdu. | Open Subtitles | كان من الشرف معرفته والعمل معه |
O zaman seninle iş yapmak bir onurdu. | Open Subtitles | حينها سيكون من الشرف القيام بالعمل معك |
Bir bakıma bu fotoğrafı çektiğim için beni öldürmek istemeleri bir onurdu. | Open Subtitles | كان شرف لي ان يدعوا بقتلي لالتقاطي تلك الصورة |
Akım kapasitörünü tekrar bir araya getirebilmek bir onurdu. | Open Subtitles | كان شرف لي أن تكون قادرة على وضع معا مرة أخرى مكثف التمويه. |
DR: Bunu başarmak bir onurdu. | TED | ديفيد روكويل: شرف لي القيام بذلك. |
Sayın Başkan, benim için bir onurdu. | Open Subtitles | سيدي الرئيس , لقد كان شرف لي معرفتك |
Ama artık eve dönme vaktim geldi. Seni tanımak bir onurdu, Sam. | Open Subtitles | ولكنَّ وقتَ العودةِ للوطن قد حان "لقد كانَ شرفاً لي مقابلتُكَـ يا "سام |
Sizinle çalışmak bir onurdu. | Open Subtitles | لقد كان شرفا لي |
Teşekkürler, Jack. Benim için bir onurdu. | Open Subtitles | شكرا لك يا (جاك) لقد كان شرفا لي العمل معك |
Onunla oturup aynı havayı... onun az önce içine çektiği havayı solumak... aramızda havayı değiş tokuş etmek bile bir onurdu. | Open Subtitles | كان شرفاً لي مجرد الجلوس ... وإستنشاق نفس الهواء ... الذي زفرته تواً ،لتبادل الجو بيننا على سبيل المثال |
Sizleri tanımak benim için bir onurdu. | Open Subtitles | انه لشرف لي ان اتعرف عليك |
Bu bir onurdu, biliyor musun? | Open Subtitles | لقد كان شرفًا لك، أتعلم ذلك؟ |