"bir onurdur" - Translation from Turkish to Arabic

    • إنه لشرف
        
    • يشرفني
        
    • هو شرف
        
    • شرف لي
        
    • لشرف لي أن
        
    • لي الشرف
        
    • شرف كبير
        
    • انه لشرف
        
    • إنه شرف
        
    • من الفخر
        
    • ومن المشرف أن
        
    • ليشرفني
        
    • كان شرفاً
        
    • لشرف عظيم
        
    • لشرف لنا
        
    Miller, dostum, bu bar gezisinde seninle birlikte olmak bir onurdur. Open Subtitles ميلر , إنه لشرف أن أكون معك في زحف الحانة هذا
    Sizi duvarımızda ağırlamak bizim için bir onurdur genç Avatar. Open Subtitles يشرفني أن أرحب بك في الجدار الخارجي أيها الآفاتار الصغير
    Sizi evimde agirlamak benim için büyük bir onurdur Peder Lorenzo. Open Subtitles هو شرف عظيم لي أن تكون في بيتي أيها القديس لورينزو
    Milli Polis Şefinin burda olması bir onurdur. Open Subtitles أنه شرف لي أن يكون رئيس الشرطة الوطنية هنا
    Senatör Langston'un fikirleri ve güçlü adalet duygusuyla yanımda yer alması benim için bir onurdur. Open Subtitles وسوف أريك إنه لشرف لي أن تكون النائبة لانغستون إلى جانبي
    Sizin için savaşmak bir onurdur lordlarım. Open Subtitles سيكون لي الشرف للقتال معك سيدي سنقاتل لكم.
    Madeninize adımı vermeyi teklif etmeniz benim için büyük bir onurdur. Open Subtitles لقد عرضتم نشر إسم منجمكم بعد إسمى وهذا شرف كبير
    Burada olup şehirlerin geleceği hakkında konuşmak, Şehirler hakkında konuşmak büyük bir onurdur. TED انه لشرف كبير أن أتواجد هنا لأتحدث عن المدن لأتحدث عن مستقبل المدن
    Rakibimle yüz yüze görüşmek eşine az rastlanacak bir onurdur. Open Subtitles إنه شرف كبير بأن تقابل خصمك وجهاً لوجه
    Senin yanında derimi kaybetmek benim için bir onurdur. Open Subtitles سيكون من الفخر أن أُسلخ حيّاً برفقتك.
    Vakit oldukça geç olmasına rağmen, sizi ağırlamak, benim için bir onurdur. Open Subtitles إنه لشرف لىّ أن أرحب بكى حتى إذا كان الوقت متأخرا
    Tanrıya yemin ederim ki seni vururum! Bu, reddedemeyeceğin büyük bir onurdur. Open Subtitles أقسم بأني سأطلق النار عليكم إنه لشرف عظيم لك، لا يمكنك أن ترفضه
    Dolayısıyla ondan gelinim olmasını istediğimi ve onun kabul ettiğini söylemek benim için bir onurdur. Open Subtitles لذا يشرفني أن أخبركم بأني قد طلبتها لتكون عروستي و قد قبلت بذلك
    2009 kış mürettebatı adına bunu size sunmak benim için bir onurdur. Open Subtitles يشرفني أن أقدم لكم بالنيابة عن فريق المبيت الشتوي لعام 2009
    Aslında, Amerika Birleşik Devletleri'ne hizmet etmek benim için bir onurdur. Open Subtitles حسناً، سيدي هو شرف لمساعدة الولايات المتحدة الأمريكية
    Aslında, Amerika Birleşik Devletleri'ne hizmet etmek benim için bir onurdur. Open Subtitles حسنا، سيدي هو شرف لمساعدة الولايات المتحدة الأمريكية.
    Çünkü sizinle bilgi paylaşmak benim için görev değil bir onurdur. Open Subtitles لانه شرف لي ! لا انه عملي انا اشارك معلوماتي معكم
    Öyleyse böylesine saygıdeğer konuklara ev sahipliği yapmak bir onurdur. Open Subtitles إذن فإن استضافة ضيوف بمكانتكم المرموقة شرف لي.
    Ailem, konuklar ve meyve çalmak için gelen maymunlar sizleri bu nişan töreninde ağırlamak benim için bir onurdur. Open Subtitles العائلة، و الضيوف والقرود الذين يتجولون لسرقة الفاكهة إنه لشرف لي أن أرحب بكم في حفلة الخطبة هذه
    Tok'ra ya bağlılık yemini etmem benim için bir onurdur. Open Subtitles لي الشرف أن أضع ولائي للتوك رع
    Siz çok meşmursunuz. Sizinle tanışmak bir onurdur. Open Subtitles أنت مشهور جداً مقابلتك شرف كبير
    Bushido'da amirinin yerine,ceza almak bir onurdur. Open Subtitles في البوشيدو انه لشرف ان تتحمل العقاب عن رئيسك
    Benim için bir onurdur. Bizim içinde aynı sahneyi paylaşmak bir onur. Open Subtitles هذا شرف إنه شرف لي ان اؤدي معكم
    Evet, iyi. Hayatınızı kurtarmak bir onurdur, Bayan Lowell. Open Subtitles إنه بخير, إنه من الفخر إنقاذ حياتك, سيدة(لاول)
    Ruby Rhod en büyük radyo yıldızıdır. Talk-Show'unda olmak bir onurdur. Open Subtitles روبي رود هو مصدر الإرسال الأكبر ومن المشرف أن تكون في برنامج حواره
    Affımı minnettarlıkla kabul eden ve aynı, isyanlarından önce olduğu gibi bana sadık olacak olan halkımın, şimdi Aziz George'un haçını taşıması benim için bir onurdur. Open Subtitles انه ليشرفني ان يحمل هؤلاء الرجال صليب القديس جورج والذين قبلوا عطاياي بامتنان ووافقوا على كونهم رعايا مخلصين ،
    Ve bir süreliğine uzun bir süre, bir onurdur. Open Subtitles ولفترة.. لفترة طويلة، كان شرفاً.
    Böyle bir görevi üstlenmek bir onurdur. Open Subtitles انه لشرف لنا ان نقوم بمهمـة كهـذه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more