| Beş yıldızlı bir otelde satış şubesinin ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu. | TED | لم يكن لدي أدنى فكرة عما يفعله قسم المبيعات في فندق خمسة نجوم |
| Bir keresinde beş yıldızlı lüks bir otelde kalma şansım olmuştu. | TED | وذات مرة حظيت بفرصة لأن أبيت في فندق فخم وخمس نجوم |
| Las Vegas'taki bir otelde üç gün geçirme şansına erişecek. | Open Subtitles | ستستمتع بثلاثة أيام رائعة في فندق ساندس في لاس فيغاس |
| Baba, bu gece araba yerine bir otelde uyuyabilir miyiz? | Open Subtitles | أبى هل نستطيع النوم فى فندق اليوم، بدلا من السيارة |
| Güzel bir otelde birkaç gün, bizi vuracak kimse yok! | Open Subtitles | تعال بضعة أيّام في الفندق اللّطيف لن يضربنا أحد ؟ |
| Bu geceyi süslü bir otelde geçirelim ve küvetten hiç çıkmayalım. | Open Subtitles | فلنمضي الليلة في فندق فاخر و لا نخرج من الحمام ابدا |
| İntihar girişiminde başarısız olmuş, şehrin aşağısındaki bir otelde bulunmuş. | Open Subtitles | محاولة انتحار فاشلة ، وجدت في فندق في وسط المدينة |
| - Eee? Tenha bir otelde o erkeklerle birlikte kalamazsınız. | Open Subtitles | لن تمكثين في فندق وسط المدينة مع كل تلك الفتية. |
| Neden benim suitteki çekyatı alıp güzel bir otelde uyanmıyorsun? | Open Subtitles | انظري.. لمً لاتنامي على أريكتي الليله؟ وتستيقظين في فندق جميل؟ |
| Eşinin cep telefonunun izi havaalanının yakınlarındaki tek yıldızlı bir otelde. | Open Subtitles | الهاتف المحمول للزوجة يرن في فندق نجمة واحدة بالقرب من المطار |
| Onu ve kamerasını atlama yerine yakın bir otelde yakaladık. | Open Subtitles | نحن متمزق له وكاميرته في فندق بالقرب من موقع القفز. |
| bir otelde. Görünüşe göre bir tane var. 'Trinacria'. | Open Subtitles | في فندق.على ما يبدو هناك واحد فقط.التريناكريا |
| Roma'ya geldiğimde Fiume meydanındaki küçük bir otelde kalırım. | Open Subtitles | دائما ما أقيم في فندق قرب بياتزا فيومي كم الساعة الآن؟ |
| Hepsi Village'da bir otelde kalıyor. Şehri geziyorlar. | Open Subtitles | وينزل غالبهم في فندق في قرية غرينيتش يختفون عن الأعين |
| Sen bu görünüşünle ve kibarlığınla, şık bir restoranda ya da lüks bir otelde çalışmalıydın. | Open Subtitles | رجلٌ بمظهرك الأنيق و سحرك لابد و أن يعمل في مطعمٍ فاخر أو في فندق فخم |
| Küçük bir otelde gecelemişler... eve dönüyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا في طريق عودتهم بعد قضاء ليلة في فندق صغير |
| Biliyorum bir otelde yaşamak garip ama bir şekilde bana evim | Open Subtitles | من الصعب العيش فى فندق لكنى أشعر فيه وكأنى فى منزلى |
| Doğru, geceyi bir otelde geçirdim. Kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | أجل، قضيت الليلة في الفندق كنت بحاجة لبعض الوقت الخصوصي. |
| bir otelde kaçak kalan evsiz biri nasıl oda servisi ister? | Open Subtitles | كيف يطلب رجل متشرد ينزل بفندق بشكل غير شرعي خدمة الغرف؟ |
| O kadar çok paran varsa, gidip bir otelde kalabilirsin tabii seni şımarık. | Open Subtitles | إن كنت تملك هذا المال فقط ابق في نزل لمدة طويلة يا غبي |
| Büyük bir otelde moda şovu varmış Ben getir götür işleri yaparım | Open Subtitles | كان هناك عرض ازياء في فندقِ اميس كنت ولد التوصيل |
| Hayatta olduğunu bildiğimiz son gecesini Dunkirk tren istasyonunun yakınındaki ucuz bir otelde geçirdi. | TED | في الليلة الماضية التي علمنا فيها أنه حيّ، قضّاها في أحد الفنادق الرخيصة على مقربة من محطة القطار في دونكريك. |
| Tanrının unuttuğu bir kasabada kabus gibi bir otelde sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | هاأنا ذا، عالقٌ ببلدةٍ و فندقها المروّع . حيثُ أنّ كلّ أثاثه بالمكان الخطأ |
| Sonra telefonu olmayan bir otelde buz dolu bir küvetin içinde uyandım. | Open Subtitles | ثم استيقظت و انا أصرخ في نزل ما في حوض استحمام ملئ بالثلج |
| Farz et ki şehirdeki bir otelde öğlen kaçamağı yapıyoruz. | Open Subtitles | فقط إدّعي بأننا في فندق ما وسط المدينة وكلانا تسلل بعيداً للمساء كله |
| Lüks bir otelde 20 kişiyi rehin aldı. Hepsini öldürdü. | Open Subtitles | رهائن,داخل غرفه فندق فاخره قام بقتلهم جميعا |