Bu henüz bir oyun değil ama gerçekten olmalı. | TED | هذه ليست لعبة بعد ، لكن يجب أن تكون كذلك |
Bu, bir oyun değil. Hayatlarımızdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | أنها ليست لعبة.أنها حياتنا التي نتحدث بشأنها |
Bu, bir oyun değil. Birini öldürmeye hazır ol. | Open Subtitles | الآن، كايت ، هذه ليست لعبة هل أنت جاهزة لقتل شخص ؟ |
Bu bir oyun değil. Gerçekten adam öldüren insanlar. Defol git o zaman. | Open Subtitles | بالطبع أنا كذلك ، هذه ليست لعبه بل قتل حقيقي |
İspanyolca niño, İspanyolca. Bu da bir oyun değil. | Open Subtitles | بالإسبانية يا نينو بالإسبانية وهذه ليست لعبة |
Arabada bir cesetle beraber buldunuz. Bu bir oyun değil. | Open Subtitles | وجدتموها في سيارة قرب جثّة، هذه ليست لعبة. |
Dikkat et. Oynamak isteyeceğin bir oyun değil. | Open Subtitles | كن حريصا في هذا، هذه ليست لعبة تريد لعبها. |
Evet, bu evde oynanabilen bir oyun değil. | Open Subtitles | من الواضح أنها ليست لعبة تلعب بداخل المنزل |
Ama bu bir oyun değil, canım. Bunlar bazı ciddi karışık şeyler. | Open Subtitles | وعندما تريدين الفوز في اللعبة، لكن هذه ليست لعبة يا عزيزتي، هذه مسألة جادة وفوضوية |
İyi tamam, bu bir oyun değil. Büyük oranda tehlikeli bir dalavere. | Open Subtitles | حسنٌ، ليست لعبة بل إنّها مناورة مهولة الخطورة |
Fakat bu bir oyun değil, dostum, hiç hata yapma. | Open Subtitles | ولكن, هذه ليست لعبة يا صديقى لامجال للخطأ |
Bu aptalca bir oyun değil, sen de ona göre davransan iyi olur. | Open Subtitles | هذه ليست لعبة سخيفة، ومن الأفضل أن لا تعاملها كذلك. |
Bir anlaşma yaptık. Sen desteksin ve bu bir oyun değil. | Open Subtitles | عقدنا صفقة، أنت هنا لتدعمني وهذه ليست لعبة |
Bu bir oyun değil, bu kadar ileriye gidemezsin. | Open Subtitles | هذه ليست لعبة يمكنك الغش فيها وصنع الاحتيال . |
- Bu bir oyun değil, Bayan Lampert. - Hemen şimdi parayı istiyoruz. | Open Subtitles | "هذة ليست لعبة , سيدة "لامبـرت نريد ذلك المال الآن |
Zavallı adam yeterince çekti Bu bir oyun değil yeter. | Open Subtitles | المسكين عانى بمافيه الكفاية , ليست لعبة |
Bu bir oyun değil. Biz senin hayatın hakkında konuşuyoruz. | Open Subtitles | هذه ليست لعبة نحن نتحدث عن حياتك |
Bu bir oyun değil, Sam. Burada yaptıklarınız. | Open Subtitles | هذه ليست لعبه , سام , أهذا ما , أنت ورجالكم وماتفعلون بالأعلى هنا |
Şarap tadımı saçma bir oyun değil baba. Çok saygı duyulan bir yetenek. | Open Subtitles | أبي تذوق النبيذ ليس لعبة سخيفه أنها مهارات عاليه و رفيعه |
Kurumsal casusluk kolay bir oyun değil— ancak bazen sosis işte böyle yapılır. | TED | التجسس على الشركات ليست بلعبة سهلة ولكن أحياناً، هذه هي الطريقة التي تُصنع بها النقانق. |
Bu bir oyun değil. | Open Subtitles | هذه ليست بلعبه. |
Benim için beysbol bir oyun değil, bir tutku. | Open Subtitles | بالنسبة لي البيسبول ليست مجرد لعبة.. إنها الشغف |
Bu bir oyun değil Eli. Sen beni engelledin. | Open Subtitles | هذه ليست حيلة يا إيلاي. |
Canım bu bir oyun değil. Bu federal bir suç.. | Open Subtitles | الموقف الآن في غاية الخطوره |