Hayır, asla bir sırrı söylememelisin. Asla. Öyleyse bana başka birşey söyle. | Open Subtitles | لا، يجب عليك ألا تبوحي بسر أبداً إذن أخبريني عن أي شئ آخر. |
Aslında, Bay Mükemmel'in benden sakladığı büyük bir sırrı olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | - في الواقع وجدت أن السيد مثالي يحتفظ بسر كبير عني |
Fakat hala bir sırrı vardı, anlatmak için can attığı bir sır. | Open Subtitles | لكن لا يزال لديه سر سر كان يتوق قبل قليل للإفصاح عنه |
Çok heyecanlı, sanki bizimle paylaşacak bir sırrı var gibi. | Open Subtitles | أنه متحمس كما لو أنه لديه سر لكي يشاركه معنا |
Şimdi sana bir özür borçluyum, çünkü senin ailen hakkında ufak bir sırrı saklıyorum. | Open Subtitles | لذا , أدين لكِ بإعتذار لأنني أتكتم على سرّ حول عائلتكِ أيضاً |
Genç doktorumuzun bir sırrı var. | Open Subtitles | طبيبنا الشاب يخفي سرًا |
Bu gece sizlere heyecanlı büyük bir sırrı açıklamak isterdim, ama naçizane görüşüme göre, belirsizlik pek önemsenmiyor. | Open Subtitles | كنت أتمنى لو أن لدي كشفٌ مثيرلكمالليلة،لكن .. في رأيي المتواضع، التشويق يأخذ أقل من قيمته. |
Yumurtların bir sırrı var biliyor musun? | Open Subtitles | هناك سرٌ في تحضير البيض, تعلمين |
Öğrendiğimiz bir sırrı sana söylemek istiyoruz. | Open Subtitles | يجدر بي إطلاعكم على سرٍ صغير تعلمناه هذا الأسبوع |
Böyle bir sırrı taşımak omuzlarına cidden büyük ağırlık yüklüyor. | Open Subtitles | الاحتفاظ بسر كهذا، يجعل حياتك سلبية للغاية |
Ama bir adamla evlenirken ona böyle bir sırrı söylememezlik edemezsin. | Open Subtitles | لكن لا يمكنكِ أن تكوني متزوجة من رجل وألا تخبريه بسر كهذا |
Umarım... bir sırrı paylaşacak kadar büyüdün. | Open Subtitles | آمل أنك كبير كفاية لأشاركك بسر |
Buraya gelerek bir sırrı bana anlatmak istiyordu. | Open Subtitles | تركتني أَجيء هنا لإخبارى بشيء بسر |
bir sırrı tutmayı bile beceremiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك أن تحتفظ بسر أيمكنك ذلك |
Birinin bu kadar büyük bir sırrı varsa söylediği her şey yalandır. | Open Subtitles | عندما يكون لشخص سر كبير كهذا كل شيء بالنسبة له يصبح كذبا |
Bazen sosyal itibar adına yalancılığa isteyerek katılabiliriz, belki sır olarak saklanması gereken bir sırrı saklamak için. | TED | أحيانا نُعد المشاركين في الخداع من أجل المكانة الاجتماعية، ربما للحفاظ على السر الذي يجب أن يبقى مكتوم، سر. |
Henry Ford Herneyse, girişimcilerle çalışmanın bir sırrı vardır. | TED | هنري فورد. على أي حال، يوجد سر للعمل مع روّاد الأعمال. |
bir sırrı saklamanın en iyi yolu, kimseye söylememektir. | Open Subtitles | أفضل طريقة لحفظ سرّ: أبقيه لنفسك، أو الخيار الثاني |
İnsanlar bu korkunç çöle girmekten çekinmemişlerdi çünkü Çin'in tarihin akışını değiştirecek kadar güçlü bir sırrı vardı. | Open Subtitles | ناس اجبروا على اهوال الصحارى لأن الصينيين كان عندهم سرّ قوي جدا انها غيرت مجرى التاريخ |
Genç doktorumuzun bir sırrı var. | Open Subtitles | طبيبنا الشاب يخفي سرًا |