Ama söylediğim gibi burada değil. Bir saat kadar önce çıktı. | Open Subtitles | لكنّي أقول لكِ، إنّها ليست هنا لقد غادرت قبل حوالي ساعة |
Ve vücudumun yüzde 70'i yanık olduğundan, bu Bir saat kadar sürüyordu. | TED | ولأن 70 في المائة من جسمي كان محروقا، فكانت العملية تستغرق حوالي ساعة. |
Ve ben sadece Bir saat kadar bekledim, sadece içeriye batırdım. | Open Subtitles | وأنا فقط وقفت لمدة ساعة تقريبا ، فقط نقع عليها في |
- Bir saat kadar önce, Amerikalı biriyle çıktı. | Open Subtitles | لقد غادرت منذ حوالي الساعة مع رجل أمريكي |
Hayır, aslına bakarsan tesisteki güvenliğe göre Bir saat kadar önce herifin teki rutin müfettişin yerine geldiğini iddia etmiş. | Open Subtitles | لا ، في الواقع ، وفقاً لأمن المُنشأة ظهر رجل هُناك منذ أقل من ساعة |
Bir saat kadar önce, yanına 1-2 kız çıktı. | Open Subtitles | بعض الفتيات صعدن للعب معه منذ نحو ساعة. شكرا لك. |
Bir saat kadar oturduk, konuştuk. | Open Subtitles | .. جلسنا وتحدّثنا قرابة ساعة .. |
Yaklaşık Bir saat kadar önce radyo dinliyormuş. | Open Subtitles | لقد كان يستمع إلى الراديو قبل حوالي ساعة. |
Tesekkür ederim. Bir saat kadar sonra isim bitiyor. | Open Subtitles | شكرا لك انا 00انا انهي العمل بعد حوالي ساعة |
Yemekten Bir saat kadar sonraydı. Daha yeni banyo yapmıştım. | Open Subtitles | لقد كان بعد حوالي ساعة من العشاء كنت لتوي قد أخذت حماماَ |
Bir saat kadar önce kendine gelmeye başladı. | Open Subtitles | قبل حوالي ساعة بدأ شد بعض العضلات يا اللهي |
İsimlendirmelerini daha sonrasında oynamalarını ve Bir saat kadar etkileşimde olmalarını istedik. | TED | وطلبنا منهم إطلاق أسماء عليها واللعب والتفاعل معها لمدة ساعة تقريبًا. |
O şeyin içinden çıkmak için bir yol arayıp bağırırken onu Bir saat kadar izledim. | TED | شاهدته لمدة ساعة تقريبًا وهو يسحبه بشدة، محاولاً خلعه. |
Bir saat kadar yoğun bakım ünitesinde kalacak. | Open Subtitles | وستبقى في العنايةِ المركّزةِ حوالي الساعة |
Bir saat kadar önce, Jonas Hodges'in arabasını havaya uçurmuşlar. | Open Subtitles | لقد قتل (جوناس هوجس) بانفجار سيارته قبل أقل من ساعة |
şişe geçirip Bir saat kadar ateşte kızartmaya hazır hâle geldi. | Open Subtitles | قبل ان تدخل سيخاً فيه وتضعه علي النار نحو ساعة |
Bir saat kadar önce morga getirdiler. | Open Subtitles | أنهم أحضروه منذ قرابة ساعة. |
Bana rapor vermek için Bir saat kadar geciktin, Dedektif. | Open Subtitles | أنت متأخر لأكثر من ساعة لتعطني التقرير , أيها المحقق |
Muhtemelen, izlenmediğinden emin olmak için onu Bir saat kadar çevrede dolaştıracak. | Open Subtitles | على الارجح انه سيجعلها تقود لساعة حتى يضمن ان لا احد يتعقبها و من ثم يتم تسليم الفدية |
Bir saat kadar önce. CTU'ya geri gelmiyor. | Open Subtitles | منذ حوالى ساعة لن يعود الى وحدة مكافحة الارهاب |
Orada Bir saat kadar takılmış ve 20:30 trenine binmiş. | Open Subtitles | تَدلّى هناك لمدة ساعة تقريباً وقَفزَ 8: 30 ظهر. |
Bir saat kadar önce bir yardımcım, Rogers soyadlı birinden bir kayıp ihbarı aldı. | Open Subtitles | منذ ساعة مضت, استلم احد نائبي تقرير عن شخص مفقود. من فيلا باسم روجرز. |
Bir saat kadar öfkeli bir çabadan sonra, içtenlikle söyleyebilirim ki kimin kazandığını bilmemek nihai bir zafer gibi hissettiriyor. | TED | بعد ساعة من الجهد العظيم، أستطيع أن أخبركم بصراحة أن الجهل بهوية الفائز يشعرك بالفوز الأعظم. |
Babasının mezarına gidecek ve Bir saat kadar düşünecek. | Open Subtitles | كانت تذهب إلى قبر أبيها و تستغرق فى التأمل ما يقرب من ساعه |
Belki Bir saat kadar. Birkaç el oynamıştık. | Open Subtitles | ربما ساعة أو قرابة ذلك كننا قد لعبنا عدة جولات |